Sular Susarken
güneşin ağlayıp
hıçkırdığını gördü usulca sildi gözyaşlarını eskidi yüzünde mendili... sapanla vuruldu güvercin kanlar içinde çırpınırken içi titredi sesinin billur ırmağı tükendi… günün şah damarı ufukta kanarken kırılgan bir profil sulara düştü kırıldı şıvgını zeytinin yaralı sözlerini hırçın rüzgar bir solukta devirirken... bulutlar yaslara büründü kum zambakları başı önde üzgündü küskündü leylak ve defne… bir çığlık bir tükeniş bir bitişti… yanık ot kokusu arşa yükselirken camları buğulu kenti terk edip gitti sular suskun kuşlar ölüydü… gizini kimse bilmedi kanayan yarınları ardında bırakıp kaybetti barış izini… Aslı Aydın |
ve size özgü
belirsiz bi kederin gölgesi düşüyor mısralara hep...
Tebrikler.