Kaç tomurcuk yaşındasın söyleme
Ateşin ağaçla flörtü
Sigaralı efkara günah demeye başladı derin derin
Güneşin dumanı tütmeyen vaizleri

Parelelde koşturan kuru otlar kalabalığı
Kara ağızlı manga, tospağa
Yazık ama o sayısalcı değil çalgıcı çekirge
Olsun kaldır at kor pası ciğerlerini
Telaşeli kıvılcımların çekimine
Yanar belki kim bilir de sende
yapraksız dudaklar

Çocuklar mülteci bulutların göğüne kuşlar
Atlar ve çakallar sabit kahramanlarımız
Hep siperine çivili kalmaktan
Bu sallantılı vatanseverlik
Kendinden sağanakça yağmadan
Kumdan kulvardan akılamazdı uzağa
Ayağı kırık çayırlar düşü
Koşturanların adı alnına damgalanmadan
Türkan ablayı rüyalarımıza kaçıran
Yine o kırmızı emeği kamyon

Araya çok şey sızınca anlatılamıyor
Kızıyor da insan kendine
Saçlarında rüzgara dilindeki kumara
Parmaklar anlamaz anlaşılmaz nasılsa
Herkes taşını sevsin ne var



Ş