19
Yorum
62
Beğeni
5,0
Puan
960
Okunma
Kasabanın Bandosu
Kimin kimler olduğu
Önem değil çok, yolun hayaletleri
Hayalle başlar
Düşüncelerin sislere üfürdüğü
Gül tenli veba
Sızladı mı irkilen teni
Göğsüne çiy damlayan vaktin müdavimi
Şimdi şimşekli bir salgın
Toprak sedyenin beyaz ucunda
Bağlayın ama şu yavru serçenin sarı ağzını
Yumuk gözlerini
Henüz baş yarmayan taşların
Ölmeye hazır olamayanlar
Düşmedi içlerden daha
Algıların ışığına taşmayan kadehler sırası
Sen sarhoşsan ben neyim böyle
Sen gök pistte yıldızlı lehçe
Ümmi bir yazıt uzak yerden sebebime
Aşk olsun, yağmur kokulu ellere
Olsun, gülümsemeden geçtiğin yere
Kırgınlık mı o rahleden okunan
Kalınan cezayı da yatan olur
Bulunur kesilen bileklerin faili, olsun
Ben kimim ki sence, de sen
Kapının ardı düşünceli sessizlik
Teslimiyeti dizelerce kulpsuz su
Akmayan bir gönül tane tane
Vur yüzüne sen küle dönmeden korları
Çocuklar gelip konmuş gamzene
Kanatlar edinmiş aynalardan öteyi görenler
Uçarmış kuyular da ay vurunca
Uçurumuna uzananın alnına
Önemli değil, gün değilse yarın
Düşler baş koyar yastığına
Sokaklar yürür kentler insanlar
Dermansız bir fısıltı çığlığını uyutmuş aramıza
Deri atmadan toprak çatlaklarından
Boy vermeden başaklar oralara
Nilüferli bir derenin kıyıları
Açar orucunu adsız iftarlara
Ş
5.0
100% (15)