"Kırıkların Işığında"
Sen.,
Suskun Bir şiir gibisin Anlamı gözlerden Ìçeri süzülen Ve ben., Her satırında kaybolurken Seni anlamaktan Öteye geçemem Öyle derin bakıyorsun ki Bir sessizliğin içinde Yankılanıyor Dünya Kim bilir., Hangi hikâyelerin Yükü var Bu keskin Ve hüzünlü bakışlarda Hangi yaralar? Hangi sevdalar? Hangisi daha ağır, kim bilir? En çok gözlerin Bir sonsuzluğa Çağırır bakana Bir sessizliğin Ṣarkısı gibisin Her bakışın bir dalga Bir yankı Bir iz bırakır içinde Sözler ne fayda Hangi kelime Dokunabilir o derinliğe? Zamana kök salmış gibi Duran duruşun Benden beni alır Uzak bir yere Belki bir vedanın Hüznü var orada Belki bir bekleyişin sabrı Ama her neyse Taşıdığın yüreğinde Bir Deniz kadar Geniş ve derin Kim bilir kaç fırtına Geçti üzerinden Kaç Güneş doğdu Karanlıklarından sonra Kaç geceyi Yıldızlarla süsledin Kaç sabaha Umudu işledin Ve gözlerinin derinliğinde Kaç umut Kayboldu gitti Kim bilir kaç kelime Diline varmadan Yankılanıp sustu? Kaç özlem Bir düğüm Oldu boğazında Ve kaç düş kırıklığı Bir tebessüme dönüştü? Karṣında kırıklarla dolu Bir ayna Her parçası Ayrı bir hikâye Her çatlağı Işığı kendi karanlığından Doğan bir Yıldız gibi Başka bir renkle yansıtır Karanlığın içinden Süzülen ışık Bir hayatın Tüm tonlarını Taşır yüreğine Bir Gökkuşağı gibi parlar Kendi hikâyesini anlatır Ve sen., O ışıkların dansında Kendi sonsuzluğunu Buldun belki de Kırılganlığında bir direniş saklı sevay |