Sessizliğin sesi varİki sivri dilli seyyahın bir alfabeyi hunharca tüketip oluşturduğu cümlenin her kelime arasına kendir dolaması, buradaki amacın kesinlikle kelimeler arasından hiçbir anlamın dışarıya sızmamasını engellemek olduğunu biz sonradan anlayacağız. Bununla birlikte hikâyenin tamamı değil, belirli yerlerinden kesilerek okuyucuya sunulmuştur. Bazı kaynaklardan edinilen bilgiye göre, duygu öğütücü bir karşı cinsin fikir uçlarına iklim serpiştirdiğini de görmekteyiz. Bununla beraber mevsimin değişkenlik göstermesi nedeniyle kervancıya anlatılan bazı bölümlere ulaşabildik; ama bu bilgilerin çoğunda güneş yanıkları ve kül kokusu elde edilen bilgiler arasında. Oluşan kanaatten yola çıkarak şiir yazdıkları olasılığı arttıkça hikâye daha cazip hale geliyor. Ağzımın kenarına oturmuş bir cümlenin Şimo |
:)
Sivri dillerin sağılmış merhametleri vardır. Kim bilir hangi vicdana yama yaptılar. Biz bizi biliriz ya dilimizde kemirgen bir puştluk... Of! Şerefine diye kaldırdığımız kadehler kadar şerefi yoktur aslında bazılarının. İçimizde oturan öküzü neden rahatsız ediyorsun şiir? Şimdi hüzünlenmenin sırası mı?
Böyle bir şiire yaslanıp böyleyken böyle diye halimizi söylesek dökülür mü dizeler ilmeklerinden. Acı, tatlı seviliyor be hüzünlü şiirler.
Güzel işte, ne diyem başka ya güzel şiir
:))
Sevgilerimle...