acıların nefretlerin öfke kusan lavlarını içtim de ateş tufanlarının kızıl kanatlarında yandım öksüz kuşlar gibi feleğin ağulu ellerinden paslı cımbızlarla tek tek etlerimi yoluşlarının acılarımın korkularımın izlerini kimseye belli etmeden umutlarımı gözyaşı nehirlerinde yıkayıp ecelin kömürden kara gözlerinde kuruttum da geldim
indim cefanın soykırım dibine düşmanlarımın zil takan koyunlarında yatıp ağızlarından tütsülü zehirler içtim de derd-i belâların şer dudaklarından sıyrılıp ayılamadım hiç sabahlara
güneşe ve gök kubbeye dikip gözlerimi dua dua ağlayıp için için sızlanıp canımın ayaklarımdan çekildiğini ruhuma fısıldayıp da geldim
insanlara gülümseyen sahte simamla hiçbir şey yokmuş hiçbir şey olmamış havası yaratmaksa hangi zekamın üst seviyesi
bilemedim
eğer bu anlattıklarım sizlere bir şey ifade etmediyse bir şey anlamadınızsa çok şanslısınız ki acıların ve korkuların merkezine hiç inmemiş kıyısından bile teğet geçmemişsiniz ölümuykularına hiç uyandırılmamışsınız
çıplak elle hiç ateşleri avuçlamamış çıplak ayakla korların üstüne basıp basıp hiç geçmemişsiniz kör kurşunlara karşı kalbinizi ruhunuzu göğüs gere gere açmamışsınız
ve felekle ölümle burun buruna gelip hiç sarılıp kucaklaşmamışsınız toprağınızdaki dili çatal sürüngenlerle hiç karşılaşmamış hiç filizlenmemiş ki sizin gözlerinizde zakkum çiçekleri
nerden bileceksiniz ki gündüzlerin gecelerin içinde nasıl mum gibi eriyip aktığını
dualarla yatıp dualarla kalkıp hiç uyuyamadan gece nöbetlerinin ahkam kesen zorluğuna direndiğiniz sokak lambalarının sarı ışığında uçuşan sineklere böceklere imrenmişliğiniz bahçelerde özgürce salınan rüzgârların şuh nefes aralıklarında efil efil sallanan sıklamen renkli begonvillere bakıp derin derin iç çekip yutkunduğunuz
olmadıysa siz hiç anlayamazsınız felek savaşlarının kudretli azametini ve kıyımlarını
ölümün sokaklardan mı yataktan mı ya da bir iğnenin ucundan mı ya da düşmanınızın hangi tuzaklarla hangi kollarla geleceğini düşünüp dert ettiğiniz olmuş mu
dilinize vurduğunuz kilitlerle ve ölüm kalım meseleleriyle kaç yılınızı pisi pisine hiç ettiğiniz konuşmaların bir faydasının olmayacağını kimselerin bunları anlaması yerine duymaması için ya dilinizi dudağınızı kanattığınız
işte ben cehennemin değil cehennemlerin ateş saçan göbeğinden çıktım da geldim kendi panzehirlerimi kendim bulup içtim de geldim kendi sıratımın köprüsünden kendim kanatlanıp havalanıp da geldim
yer ve gök şahitliğinde
tüm bu olanlara kasırgalar tufanlar şimşekler yağmurlar bulutlar dolunaylar ve geçen uzun seneler bile inanamadı
öylece arkamdan baka kaldılar bir çift kanadı kırık güvercinin kanlı gözlerinden içli içli akan şelâlelere yurt olan bedestânlar gibi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
FELEK SAVAŞLARI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
FELEK SAVAŞLARI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hergün okuduğum yazan özne, bilincinde sanki iki bilinçdışı taşır gibi; biriyle gündelik hayatın savruluşlarını, ötekinde, ötekiyle karanlık, gotik, militan bir iççekişle çığlıkçanın söz dağarcığını paylaşıyor gibi. Şiirde o ikinci damardan gelip bizi buluyor, ve biz nasıl okursak okuyalım, içimize sızıyor gibi, içimizi sızlatarak...
Kurgudur o kurgudur.... İçinde bulunduğun ruh haliyle alakası olmaması lazım kıyamam böyle güzel yüreğin böyle çırpınışlarına.... kendi yolunu bulmuş acıların kırgınlıkların hayata tutunma yollarını arayışların kurgulandığı! şiiri daha da derin incelersem kırılacak ruhumun sen yanları ama acılar değil midir bizi şekillendiren bu acılardan çıkınca güçlü olduğumuz ölümle yaşam arasında ince bir çizgide varlık mücadelesi vermek... şiir gibi şiirdi yine yine yine senin sayfanda başkasını bulmak mümkün olmadı ki şimdiye kadar sevgimle kutlarım
Of of gün görmemiş imgelerin yangınında yandım da geldim Öyle çok şey ifade etti ki mısraların Ayşecim sanırım bu yangınlardan geçmeyen çok az insan vardır. Ve sonunda kendini aşıp belli bir düzeye gelince bakakalırsın geçmişe ve dersin ki ben neleri atlattım biz kadınlar çook güçlüyüz bizim dayandıklarımıza öyle kolay kolay her yiğit dayanamaz ama acılar insanı olgunlaştırır egiticidir ders verir. Buluruz ilk fırsatta panzehirimizi
Yanmayan ne bilir suyun serinliğini Ölüp ölüp dirilmeyen ne bilir yaşam sevincini
Yine de iyi ki yaşamışız diyorum bazı tecrübeleri artısı eksisiyle yaşamak güzel şey bence Bakınca şimdi bir çok gence yılgın ölgün mutsuz bilmiyorlar yaşamın tadına varmayı benim için hayatın her dakikası çok değerli ve umarım hepimiz için dolu dolu geçsin kalan ömrümüz sağlık ve keyifle.
Şiirindeki imge yoğunluğuna bayıldım Ayşecim Emeğine yüreğine sağlık kıymetli şairimiz Çoook çok sevgimle...