D/esindiHayal meyal anımsıyorum: yanındaki ufak tefek bir kadın boşu boşuna homurdana momurdana duvar dibindeki o adama kızgın mızgın bakıyordu... - Onun şaşkınlığına da, görenler şaşıyordu. - Süklüm püklüm oturan zil zurna birini küfür müfürle terbiye merbiye etmeye eğitmeye meğitmeye çalışıyordu o kadın! Oysa sen, sen de yanındaki o şaşkın maşkın kadına açıklama maçıklama yapmak yerine beton üzerinde oturan zavallı mavallı bir evsize tiksinti miksintiyle bakıyordun. - Hiç düşündün mü? o durumda sen olabilirdin ya da o yanındaki ufak tefek kadın - Bak arkadaş; aması maması yok bu işin: Uyku muyku bilmeyen biri pılısını pırtısını sokağa taşımış perperişan bir halde dilencilik milencilik yapıyorsa; şusu busu bilinmeden ne kadar suç muç varsa ne kadar kötülük mötülük varsa o kişiye mi yüklenir? Meraktayım: neden cesaretini mesaretini toplayıp geçmedin adamın karşısına marşısına; hani, aval aval durup suratına muratına bakmak yerine? Olsundu; hiç de ayağında çorap morap olmasındı yırtık pırtık mintanında düğme müğme kalmasındı dövülmüş sövülmüş, dışarı mışarı atılmış olsundu o adam. Hatta işsiz güçsüz parasız pulsuz aşksız maşksız zil zurna olsundu Hiç de saçı sakalı birbirine karışmış kırış kırış elleri kir pas içinde kokuyor mokuyor olsundu Peki o adam dili mili tutulmuş aklını maklını da kaçırmışsa o duvarın dibinde kimsesiz mimsesiz bir sokak köpeği kadar dahi değer bulamadan öylece ölmeli miydi? - Kim bilir, belki de öldü. - Hem kimin aklına, yasasına, kanununa göre böyle olmalıydı? Ah bir de bunun yağmuru mağmuru rüzgarı müzgarı ayazı mayazı var sus pus ve pervasızca gebertecek kadar... Sen şimdi, ciddi middi onun yerinde merinde olmak ister miydin? Yetmezmiş gibi, bir de şunu bunu umursamadan adamın yolunu molunu dinini minini ırkını mırkını gelmişini meçmişini düşünü müşünü evini mevini huyunu muyunu soramazsın, arkadaş! Çünkü empati mempatiye kalbinde yer varsa tutarsın elinden belinden ve laf maf sokmadan derdini merdini sorar soruşturursun yani bunun doğrusu moğrusu budur! Mesela; yemek memek yedirebilir karnını marnını doyurabilir suyunu muyunu içirebilir yıkaya mıkayabilir keseleye meseleyebilir yarasını marasını sarabilir gerekirse doktora moktora götürebilir ve sıcak bir yatakta da uyuta muyutabilirsin. Ta ki adam, toparlayana moparlayana kadar… O da; vay be, desin, vay beee! Bu şehirde insan minsan varmış da, haberim yokmuş! Yüreği müreği doğru moğru tarafta atan biri geldi ve beni pislikten mislikten çıkardı. Meğer yüreğinde müreğinde sevgi mevgi namına bir zerre varmış; öyle bir yol yordam gösterdi ki bana, helal olsun adama... Yani dilerdim ki böyle d/esindi. Uzun lafın kısası; Bir insan geldi m/eldi; elimden melimden tuttu, desindi... Şimdi söyle, arkadaş: Kıyamet mıyamet mı kopardı o adama böyle davranılsaydı? H. Korkmaz, 2020 Sthlm |
Biraz espriyle karışık hayat dersi. Aldık başımla beraber, dedik.
Şair nereye bakar, orada ne ayrıntı görür ve onu nasıl dillendirir ve okuru etkiler; şairin/ yazarın yetkinliğine bağlı.
Çok iyiydi miyiydi diyeceğim miyeceğim kendimi mendili tekrar mekrar olacak molacak.
Selam ve sevgiler :)