Dağların Ardında
Bir dağ var, yüksek ve ulaşılmaz,
Ve ben, o dağın ardında seni ararım. Her zirve, uzaklarda gizlenirken, İçimdeki özlemi rüzgârla büyütür. Dağlar, belki de ayrılığın sessiz bekçisidir, Bir zamanlar aşkla dolu olan, ama şimdi soğuk. Ve ben, her yükselişte bulurum seni, Ama her buluş, seni biraz daha uzaklaştırır benden. Bir zamanlar bu dağlara seninle çıkardım, Gülüşün yankılanırdı zirvelerden, sıcak ve yakın. Ama şimdi, her tırmanış bir başka yalnızlık getirir, Her sessizlik, içimde yankılanan bir hasret olur. Dağların göğsünde, esen rüzgârla gelir hatıran, Soğuk bir esintiyle dokunur tenime. Sanki sis çökerken, uzak bir silüet belirir, Bir zamanlar sıcak olan, şimdi yalnızca soğuk bir hatıra. Bir fırtına gibi derindir dağların sessizliği, Her esintide seni biraz daha hissederim. Ama her his, bir başka kaybolmuş andır, Ve her anı, unutulmuş bir sevgiyi hatırlatır. Dağlar biter, ufuk kaybolur, sen kaybolursun, Ama ben, her zirvede seni beklerim yeniden. Ve her bekleyişte seni bulurum, Bir zamanlar yakın olan ama şimdi uzak bir aşkı. Bir zaman geceyle sarar dağları, Ay, uzaklardan soğuk bir ışık gibi bakar. Zirvelerde gülüşün hâlâ yankı bulur, Ama rüzgârla kaybolur, bu sefer hiç gelmez. Ve her dağın ardında, senin izini sürerken, Şafak ne zaman doğarsa, ben yine seni beklerim |