UZAKTAKİ KÖY (3)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Bir toplum, öğretmene değer verdiği kadar gelişme gösterir. Öğretmenin iyi yetişmesi kadar ülke yükselir. Son yıllarda, “Eski lise mezunları bugünün çoğu üniversite mezunundan daha bilgiliydi” sözünü sık sık duymamız anlamlıdır. Eğitimin her kademesinde elle tutulur bir gerileme görülüyor. Zaman zaman okullara uğrar, müdürle, öğretmenlerle görüşür, tanışırım. Onlara, 1963 yılında başlayan köy öğretmenliğimden 2000’e gelindiğinde Bilkent Üniversitesi öğretim görevlisi düzeyine uzanan uzun yolculuğumdan kısa anılar anlatırım. Gitmişken birer kitap armağan ederim. Bir okul müdürüyle tanışmamız çok ilgi çekici oldu. Müdüre, hangi öğretmen okulunu bitirdiğini sordum; “Ben öğretmen değilim!” dedi. Şaşırdım, dondum kaldım!
ÖĞRETMENLİK; Hiçbir kurumda böylesini göremezsiniz. Gözümüz gibi koruduğumuz çocuklarımızın en iyi biçimde yetişmesini istemiyor muyuz? Şu anda “öğretmenlik mesleği” adı var, ancak okulu yok! Öğretmen okulu dışında neredeyse her kaynaktan öğretmen alındığı söyleniyor. İki saatlik sınavla öğretmen olunuyor. Benim kuşağım, ilkokul sonrası öğretmen okulunda altı yıl okur, ilkokul öğretmeni; üzerine bir dört yıl süreli eğitim enstitüsüyle ortaöğretim öğretmeni olurdu. Bu okulları bitirenlerin atamaları hemen yapılırdı. Köy Enstitüleri, her yönüyle örnek birer eğitim kurumuydu. Ondandır oradan üstün başarılı öğretmenler, yazarlar, sanatçılar yetişti. UNESCO, dünya gençliğine örnek bir eğitim kurumu olarak sundu. Şimdi oradan yetişenlerin çocukları, torunları o öğretmenleri kaynak olarak gösteriyorlar. Örneğin, “Bir Köy Enstitülü öğretmenin çocuğu olarak.../Bir Köy Enstitülü öğretmenin torunu olarak” diye söze girenleri görüyoruz. Onlar gerçek öğretmen oldular. Onların onlarcası iyi yazar, iyi ressam, bilim insanı oldular, topluma yön verdiler. Onlar örgütlenmeyi önemsediler; TÖS’Ü, TÖB-DER’İ kurdular, arkalarından yüz binlerce öğretmen yürüdü. GELECEĞİ KURMAK; Ünlü gazeteci Metin Toker’e bir söyleşide sorulmuş, “Gazetecilik nasıl bir meslektir?” Sayın Toker şöyle yanıtlıyor: “Hakkıyla yapılırsa muhteşemdir.” Metin Toker sözünü öylesine etkili söylemişti ki yıllardır tınısı usumda. Aslında Toker’in bu sözü öğretmenler için daha geçerlidir. Öğretmen iyi yetişmişse, öğretmenlik en görkemli meslektir. Cılavuz Öğretmen Okulu’nda şunu öğrenmiştik: “Tanrı yere inip meslek seçecek olsa öğretmenliği seçer!” Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenin değerini göstermek için “Başöğretmen” unvanı aldı. Yarını öğretmen kuracak! Yetiştiği, değer verildiği oranda.“ 12.11.2024 Salı günü sayın yazar Nusret Ertürk’ün Cumhuriyet Cazetesi’nde yayınladığı YARINI KİM KURACAK? Adlı yazısıdır.)
Köy enstütülerini kapattınız,
bence yanlış yaptınız. Toprak Ağaları’na sorarsan; “Ben köylümün kölesi mi olacam?”(*) Öğretmen okullarına el attınız, kasten bu mesleği çürümeye bıraktınız, Poltikacı’lara sorarsan;“Fırsat eşitliği”, bana sorarsan ”Sistem çeşitliliği” Askeri okulları kafanıza taktınız, Sebep; “Ya Cunta, yada İrtica!” şüpheleri, ama asıl maksadınız, bence Atatürk Devrimleri. Devlet Fabrikaları’nı sattınız, Çıraklık Eğitimi’ni özelleştirmek için, Köylü çocuklarını mesleksiz bıraktınız, Burslu-Yatılı-Öğretim’ii böylece kaldırdınız, niçin? Gelelim İmam Hatip Okulları’na; Ülkenin ihtiyacı yokken bu kadar İmam’a, extra puan verdiniz, yada soruları çaldınız, Subay, Hekim, Avukat, İktisatçı, politikacı yaptınız, devletin içine, yada başına. Orada bir Köy var yakında, bilin ki Hedef ve oyunlarınızın farkında! Bizce “Zararın neresinden dönersek kâr”, Onlarca “Kârımız geciktirilen Eğitim kadar!” (*) KİNYAS KARTAL; (Kürt asıllı Türk siyasetçi. Bugünkü Gürcistan ve Ermenistan sınırları içinde bulunan Bruki/ Burukan Kürt Aşiretinin liderlerindendi. Kinyas adı Rusça knyaz "prens" anlamındadır.) 1900 yılında Çarlık Rusya’sında doğdu, Moskova Üniversitesinde okudu, Brukan aşireti lideri, 1960’larda 15 yıl milletvekilliği ve sonra da Meclis Başkanlığı yaptı. Kendisine bağlı 200 köyü vardı; „Ben kapattırdım köy enstitülerini. Ben toprak ağasıyım. 200’e yakın köyüm var. Bu köylerdeki halk bana tapar. Ne işi varsa bana sorar. Evlenecek, boşanacak, askere gidecek, mahkemesi nesi varsa gelir bana danışırdı. Ama köy enstitüleri açıldıktan sonra 5 köyüme köy enstitüsü mezunu geldi ve bu köylerden artık kimse bana gelip danışmamaya başladı. Ben düşündüm 200 köyümün hepsine köy enstitüsü mezunu gelirse benim ağalığım ne olur, sıfıra düşer! Böyleyse benim harekete geçmem gerekir dedim ve doğudaki bütün ağalara telefon ettim onları topladım. Birde batıdan buldum Eskişehir’den Emin Sazak. Sonra Menderes’le pazarlığa gittik. İlk seçimde onu seçtirdik.“ (Gazete röpertajından aynen alınmıştır. ) |