Yürümek
Mavi bir sabaha uyanmak
Ekim sonları şu yalnızlığımızda Ve dünyayı duymadan Başka seslerin Farkına varmadan Nereye gittiğini bilmeden Mavi bir sabaha uyanmak Ekim sonları şu yalnızlığımızda Ve yürümek Sonu hiç gelmeyecek gibi Raylar üzerindeki vagonların Koştuğu gibi dipsiz karanlıklara belki Bir daha dönemeyecek olmanın verdiği hüzün gibi Yürümek.. Gecenin karanlığında En karanlığında Mavi bir ekim sabahında sensiz olduğumuzu bilerek Ve de isteyerek Yürümek Şu yalnızlığımızda Mavi bir ekim sabahında Giden trenin son vagonundan Dumanlı bakışlar atarak Gitmek ve kalmak arasında Korkunç bir çaresizlikle seyretmek Mavi bir ekim sabahını Şu yalnızlığımızda Her ilerleyiş Birer uzaklaşmadır Diyordu bir filozof Sustum.. Mavi bir ekim sabahı düşündüm Ben nereye gidiyordum Şu yalnızlığımızda Senden ve kendimden Arda kalan tek şey Zamandır Bomboş ve koskocaman Önemsiz ve de işe yaramayan Bir yalandır Gecenin sonundaki Bulanık bir zihindir Mavi bir ekim sabahında Şu yalnızlığımızda Yürümek diyordum Kararan zihinleri en iyi dağıtan Dünyayı arkada bırakarak Ve seni düşünerek Hem de mavi bir ekim sabahı Havanın soğuğuna aldırmadan Şu yalnızlığımızda Yağmur hiç eksik olmuyor ekimden Adımlarım sana doğru yaklaşıyor Düşünceler ısınıyor Soğuyan havaya inat Hızla ilerliyor adımlarım Belki de geriye doğru yavaş yavaş Ekim sonları Şu yalnızlığımızda Tren yavaş adımlarla yürüyor Ben en arkada ki vagonda Geriye dönüşün mümkün olmadığı Mavi bir ekim sabahındayım Özlem dolu bakışlarla Zihnimdeki resimleri siliyorum Yağmur her zaman ki sakinliğinde Bana soğuğu hissettiriyor Ve Düşünceler git gide ısınıyordu Ben donmak üzereyken Ekim sonları Şu yalnızlığımda Herkes bilmeli Açıkça görüneni O kadar anlattım Boşa gitmesin hepsi Filozof falan da değilim Görmek zor değildir bunu Ekimin sonu Yalnızlığın başı Sadece yürüyorum Mavi bir sabah Ve hep aynı yalnızlığımla |