SEVGİLİYE MEKTUPLAR
En çok da kendim okumak istiyorum yazacaklarımı.
Herkesten önce.. Sanki içimde duyduğum her ses. Bilmediğim bir dilde. Bilmediğim bir yerlerden doğuyor içime... Çok ehli-i sohbet sayılmasam da, Konuşuyorum sürekli o sesle. Şey ’li, sanki’ li cümleler kuruyoruz karşılıklı. Birbirini yalanlayan ifadeler. Sorgusu kendinden menkul kelimeler. * Benim asıl söylemek istediklerimin harfleri yoktu. Belki de bu yüzden. Tam da bu yüzden, Hiçbir düşünce biçimine, Hiçbir davranış modeline mahkum değildim. Yer yer sakin bir saba rüzgârı gibi eser. Yer yer fırtınalar kopartırdım içimde. Onda… Bende… Sende... En çok da sende. Bilirim kavgayı hiç sevmezsin sen. Fakat bahanemiz olur, Hadi bunu söyle, Savaşma, seviş benimle de... * Herkesten bencilce sakladığım bir dünyam var içimde Sanki konuşsam her yer kirlenecek, Mahlûklar sızacak içeriye. Sarı sarı dişleri olan insanlar. İşte bu yüzden sakladım kendimi bunca yıl. İkimize. Bir tek ikimiz biliyoruz nefes aldığım yeryüzünü Ve yandığım cehennemi… Sen! Sen! Sen! Yoldaşım benim. Huzur sokağım.. Sen gelmesi gerektiği zaman gelen. Ben de asfalt yüzü görmemiş topraklardan geldim sana, Sanki Zeugma’nın bağrından kopmuş, Yakılmış, tarumar edilmiş Rim şehrinin alevlerinden, Kendini küllerinden yeniden yaratmış. Aşkınla berduş… Yarım, çırılçıplak.. Tamamlanmayı bekleyen o çingene kız benim. Hani ne yaparsa yapsınlar tamamlayamadıkları. Sen, Güneşim benim! Doğudan batan... İlahi bir şey olmalı hissettiğim. Zaten böyle bir aşk dünyevi olamaz. Mahşerle bir bağlantısı olmalı mutlaka. Bir yerlerde birlikte olmalıyız... Ya da daha önce bir yerlerde birleşmiş… Dünya yansa umurunda olmayan ben. Senden gelecek iki dizenin dizleri önünde hıçkırıklara boğulan . Karmakarışık… Sana dolanmış. Teni tenine aşina. Sözlerin tanıdık... Ne güzel ilmek ilmek çözülüyoruz birbirimize… Söyleyeyim; Ben yaralanmaktan değil de. En çok yaralı kalmaktan korkmuşumdur. O yüzden gururla taşırım kabuklarımı tenimde. Bu; ben kurtuldum demektir. Ama sen! Benim mütemadiyen kanayan yaram… En sevdiğim acım. Sen ki yaralı bir kurt gibi ağır ve aksak. Ve ince ince sızıyor yüreğime ağrın her gece… Seni bu denli sevmek benim işim değil. Tanrının işi olmalı bu, Bu senin işin olmalı… İşte benim cüretimin ve cesaretimin bütün kaynağı bu. İlahi bir aşk… İşte bundan dolayıdır ki; Şartların ve nerede olduğumuzun canı cehenneme! Ben senin olmanın bir yolunu mutlaka bulacağım... Özlem SABA www.ozlemsaba.com |