Dinci - Hadımlık PüsküllüDinci ibretlik vak’â, aldanma hâ rengine Bağlıdır lânetliye, güvenilmez cengine Kolay kolay rastlanmaz mendeburun dengine Hadımlık püsküllüyü bursam mı burmasam mı? Yoksa tam çatından vursam mı vurmasam mı? Gönül almayı bilmez, kırmayı bilir dinci, ’’Kutsal beş’’tir hedefi ve oldukça da kinci Hûrilerle flörtte, hocası dersen cinci Fişini bir prize taksam mı takmasam mı? Yoksa çakmak taşıyla yaksam mı yakmasam mı? Kafası her dem nâ-hoş, gönlüyse dehre bağlı Alım-satıma vurgun, kaba eti de yağlı Çok daha vicdânlıdır bedevî denen dağlı, Gerdânına ilmiği sarsam mı sarmasam mı? Yoksa kaba etini yarsam mı yarmasam mı? O dinci tufeylinin öğüdü bile fişli Kemâl-i dirâyeti satışa elverişli Kıblesine gelince elbette çift kirişli Tabansızın altını oysam mı oymasam mı? Yoksa donuna kadar soysam mı soymasam mı? Dara düşünce mel’ûn, şeytanıyla barışır Kalpazanlık kanında, hemencecik alışır Veren eli veremli, almak bazlı çalışır Kaldırıp fosseptiğe atsam mı atmasam mı? Yoksa mezadda kofu satsam mı satmasam mı? Dinciyi elli-yüz kez sanmayın sınamadım Ona oldum olası zâten ısınamadım, Dersem de yalan olur, güdüğü kınamadım Biraz olsun mülâyim olsam mı olmasam mı? Yoksa saç-baş ne varsa yolsam mı yolmasam mı? Din kisvesiyle kezâ geçinir salaklardan Beleş aşa bayılır, yallanır yalaklardan İcâzet almış gibi şu ma’lûm çalaklardan Kır eşeği çayıra salsam mı salmasam mı? Yoksa japoncana bir dalsam mı dalmasam mı? Tiksinirim hâkezâ, selâsını dilerim Peygamber kâtilinin belâsını bilerim Öz gardaşım da olsa hayâtımdan silerim Kulağından tutup da oğsam mı oğmasam mı? Yoksa bir kaşık suda boğsam mı boğmasam mı? Tam bir garâbet ehli gınâ getirdi yeter Bir samîmiyeti var; dalkavukluktan beter Tez elden zarûrîdir en kavîsinden eter Gidip başına yazma çatsam mı çatmasam mı? Yoksa aşına zehir katsam mı katmasam mı? Şeytanından bağlıdır ki dincinin duşağı Kırk dinsize bedeldir, nesebsizin uşağı Umalım da Allah’tan sondur kendi kuşağı Kör gözünü meczûbun açsam mı açmasam mı? Yoksa çift kalem domdom saçsam mı saçmasam mı? |