TAMAŞACI SİNEKLER
Tabbi ki ben kazanacağım ey sersem,
Eyy şeytanın sofrasında insanlık yiyenler! Ben kazananacağım elbet Kaostan beslenip Yılgılık sofralarında, umut yiyenler... Paranın ve gücün sanal ekseninde kimliğini unutup, Dünyanın hepi topu bir avuç sevgi olduğunu, inkar edenler... Sormaz mı sandınız Bedeli ödenmemiş her bir varlığı Özene bezene yarattığı her bir canlıya tercih edenler Henüz ellerinizde kanı soğumamış Dişlerinizin arasında gıcırdayan hayatların hesabını! Sormaz mı sandınız be ey ahmak o sonsuz Kudret "Bir avuç hergeleye", Huzurun huzurunu bozup Aklın aklını kaçıranlar... Tabbi ki biz kazanacağız be ey gafil Dört bir yana aşk tohumları saçıp Sevginin ekmeğini yiyenler! Elbette ’O’ kazanacak bir gün! Açlık sofralarında Ruh sömürenler... Hiçlik sofralarında riya olmazmış derler Onlarda var vardır, yok yoktur Yalan söyleyemezlerler Hem değildir fakirlik cepte bir avuç mangır Tek sikke etmeyen ruhlarınız ise Mangırdan daha da yoksuldur... Aşk şarabı içilir de her dem o sofralarda Geçilir bir rüyadan ama Çarpmaz meyi asla Damıtılmış günahlarınız gibi Yoksunluk girdaplarında kendinden geçip Kendini Yusufcuk sanan tamaşacı sinekler gibi Şaşaası da yoktur. Unutmayın sakın şunu da; Tekrar etmeye lüzüm yoktur Tarih yazmıştır bin defa ’Düzeni bozanın Düzen’i de çok olur...’ Özlem SABA |