DEHLİZ
Yollar da unuttu
Nereye gider bu yolculuk Tanrı’nın belleğinde... Ey sen! Tenime dokunmadan daha Nerden bileceksin sıcağı Öpmeden dudaklarımı henüz Nereden bileceksin lezzeti... Şimşekler çakarken Ve birbirine yorgan olmadan göz yaşlarımız Nereden bileceksin sen, yakan tipiyi Kavuran soğuğu.. Donmaktan kurtulamayan Temmuz solukluğunu... Yarası kalbine gömülü Şu dünya denilen yarada Nereden bileceksin bir kurtçuk gibi Hem yarayı tüketen Hem kendini semiren umutsuzluğu Sen nereden bileceksin hem Bir kez bile düşmeden gözlerimin dehlizlerine Medusa’nın taşa kesen bakışlarıyla karşı karşıya kalmış gibi Boğulmayı kendi nefesinde... Yaş bir kütük gibi İnsan olmanın şartlarının Çektiğin acılarla ölçüldüğü bir sistemde Önce kalbinin Sonra ellerinin nasırlarıyla kurumayı Ve daha da kavrulmayı kendi güneşinde... Ama bil olur mu? Zamanın hangi anında Öncesinde mi dünyanın Sonrasında mı yoksa Boynuma geçirilmiş, yağsız Sen urganına rağmen, kör Satmadım hayalini başka bir dünyaya Bunları da say olur mu Cehennem günahlarına Ki rahat etsin ruhum, Tanrı’nın sarmaşık, çıldırmış oyunlarında... Ben yokum Ben yokum Ben yokum Sen neredesin, onu söyle... Özlem SABA |