KENDİ KENDİNE
Şöyle yan gelip koymadan başını
İkiz bir yastığa Yaslamadan yüreğini Başka bir yüreğe Evini arıyor ruh Evini arıyor beden, her yerde... Bin bir maharetle Gömmeyi başarsak da inine O yılanlar da baş kaldırır olur, bir gün bir yerde Çünkü yılan yılanlığını Şeytan şeytanlığını Melek melekliğini yaşamak için gelmiştir bu aleme... Ve daha kim bilir Ve daha neleri gözden çıkardık Hangi yaradılışımızı Kurban verdik başka bir oluş biçimimize... Oysa ne çok şey söylüyordu, bir rüzgar bize Bir güneş Bir su Bir kedi Bir köpek Bir böcek Cansız, kişiliksiz sandığımız Bir ağaç bile... Büyük dalgalardan önce, deniz çekilir Ve her şey yerli yerinde olsun diye Ne tufanlar gördü bu kâinat O büyük sessizlik/dinginlik öncesi Ruhsal-ruhsatlı kıyametlerde... Ve hiçbir zaman Suçlanmamıştır gökkuşağı biz gibi Rengarenk diye... Aslında yıllar önce Nasıl da tarif edilmiş Evimizin yolları bize Nasıl da gözden kaçırmışız Onları bile; "Kör bir adam gibi el yordamıyla Yolumu bulmaya çalışırken topraklarımda Adımlarıma yön verecek parmaklıklar yoksa da Vardır senin gülünün büyümesi evimde İçimde büyümeyi sürdürüyorsun, köklerin çok derinde" "İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Mutlu aşk yoktur " "Sofular haram demişler, bu aşkın şarabına. Ben doldurur, ben içerim, günah benim kime ne! Ademi sürdün bıkmadın. Cennette de bırakmadın. Şeytanı niçin yakmadın? Cehennemin var da senin." "Bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşcesine" yaşayacaksın kardeşim Gözlerinin önünde bir tiyatro sahnesi sergilense de Yalnız değilsin ama, teksin bilesin sen Kendi şuurunda yaşıyorsun Her yolculuğun aslında, kendi kendine... Özlem SABA |