Acıdım namussuza be hafız...sen bari doğru söyle be hafız bir bana mı mahsus vazgeçilmezliği dünyanın... ömrünce her şeye muhalif, ondörtlerinden beri her işkencenin sesi oldu bu adam. koymadı anasını satayım patlayan ayakların acısı, sırtındaki baba atletiyle alay edilmesinden daha çok ama, bu acı çok başka bir şey be hafız... oysa bilmem gerekiyordu dayanmayı, çözülmemeliydim, çözülmemeliydim fırtına önünde kalmışcasına, ama çocuk, ama on dört demeden be hafız. tek ben mi yaptım, olmadı mı seninde güldüğün ayrılığı böylesi yazan bir şiir karşısında? yok deyip de daha da çok utandırma insanı be hafız... herşeye öyle uzak, öyle yabancı. çok bencilleştim ben bu sıralar be hafız... aklımdaki tüm serçeleri vurup, saklanıyorum sonra. ve sonra yine vuruyorum, olur ya ! diye, olur ya. hani... aman be hafız! aşk dediğin gurbetçi olmuşken bize, hayır gelir mi kalem yerine kan kullansak gözyaşıyla karışık, şiirlerimizde? gelmez mi diyorsun? gelmez mi bir selam olsun be hafız... ................................ zil çaldı, o geldi sandım... yok, kapıcı. holdeki aynaya yakalandım be hafız. iki kuyu vardı tam karşımda, ikisi de kanla dolmuş. sahibi güzel adamdı allah için, acıdım biran, acıdım namussuza be hafız.. |