ELENA
Siyahtı bozkırda bulutlar Elena
İçimin ırmakları akıyordu bu şehre Ayaklarım bir bataklık içinde Gözlerinde seziyordum bir kan sızıntısını Düşlerim kim bilir nerede Boynunda giyotin gibi bir tehdit Hastane, hapishane, mezarlık Gönlümün enkazında Sisli ve ışıklı sahnelerin ardında Narko damarlarında bir sinsi tuzak Ter ve parfüm kokusu Afyonlu bahar içkileri elinde Ardında Kolombiya kravatlı adamlar Kanıyordu içimde kimsesizlik Elena Seni gettolarında arıyordum şehrin Çan sesi kulaklarımda bir çınlama Sirkeci-Karaköy hattında Sinyal çeken*(1) tinerci çocuklarla Hafızam, alınyazım, ilhamım Islanmışım… Tenimde bir soğukluk Masonik işaretler, kör bakışlar duvarlarda Ve kapital bir cani belki de aradığım Romantik haydutlar sokağında Her köşe başında bir suçlu Kime sorsam Omerta*(2) Karartılmış izleri arıyorum Kırmızı rujlu dudaklarında Ellerin bir seri katilin elinde Cinayet, soygun ve kibar gaddarlık Esrar ambarı müzikli kulüplerde Her bir diskotekte günah ve karanlık Sen masum kurbanı bir figüran rolünde Yer altı dünyasında korku mahzenlerinde Bu içkili cellâtların önünde Matta, Markos, Luka, Yuhanna *(3) Her biri bir karanlık dehlizde Aklım fikrim çölde fırtınada Alıç ağaçlarında çizilirken kollarım Ben ne arıyorum bu ıslak sokaklarda Bir Latin mahallesinde gibisin Sanki gülerken bile ağlıyorsun Gecelerin kriminal kucağında Bitmek bilmeyen bir panorama Bir kurt sürüsünün içinde Aristokrat bir hüzün yüzünde Hani gözlerinde korkunun çelengi Ah!... Elena Sibirya çiçeği Ölüm ansızın ve sessizce gelir Kuş uçmaz, kervan geçmez yerlerde Saçların bir vaha serinliğinde Çan kuleleri uzanırken simsiyah bulutlara Kan kokuyor gökyüzü inan bana Katedrallerin ölüm çığlıklarında İnned din-i İndallahul İslam*(4) Bilmiyorum sana nasıl anlatsam Her gittiğin yerde bir Çernobil Bu şehir, bu büyülü ışıklar Seni sakın aldatmasın Birbirine karışmış dostluklar, düşmanlıklar Uygarlığın kriz noktalarında Bir beyin fırtınasında çıldıran Teologlar Bir yanımda mülteci yorgunluğum Bir yanımda umursamaz kalabalıklar Gittikçe artıyor suskunluğum Barlar sokağı trans yığınlar İkiz kuleler devriliyor üstüme Kusuyor içini insan yutan tapınaklar Kapanıyor üstüme bütün kapılar Adımı ezberlemiş suçlular Uyumak istiyorum dalıp karanlıklara Bermuda üçgeni bu sokaklarda Zemberekler boşanır ansızın Tetik düşer bir kurşun sıyırır yüzümü Bu şehir, bu şehvet çöplüğü Sevda tüten evlere dalıp gider gözlerim Üstümde gecenin buz gibi nefesi Geçerim ürkek ürkek kaygı köprülerinden Damarlarımda bir ölüm büyüsü Önümde kabarık cinayet dosyaları Entelektüel bir yıkım yaşadığım Zorluklara aşina bedenimde sızılar Peşimde köstebek gölgeleri İçimde bir nehir sessizce akıyor Önümde ucube heykellerden bir manzara Nemrut dağı toz duman Vurulmuşum hiç farkında olmadan *Sinyal çekmek: (1)Argoda para istemek, dilenmek. *Omerta: (2)Sicilya mafya dilinde suskun kalmak, konuşmamak kuralı *Matta,Markos,Luka,Yuhanna(3) Dört İncil *İnned Din-i İndallahul İslam (4)Allah katında din islamdır.(Âl-i İmrân suresi 19). Mehmet Nurettin ÜSTÜN |
Güzel bir eser
Kutladım değerli dostu eseri
Şiirle kal, sevgiyle kal, hoşça kal