İçime açılan derin bir obruktur gözlerin
Akşamın şeminde inceden saz ve hicaz
Düş yorgunu içimin yalpa kırgınlığı Omuzlarımda külfetli bir sevda yükü Vedaya vakti olmamış anıların Belli ki özlemekmiş gidenin mirası Günümün gündeşinde oldukça tenha Heyhat ki başım dumanlı benim Esrik düşlerde küheylan bir yalnızlık Kırk kanat çırpınışı ölü kuşun Ve nevrotik krizin eşiğinde benliğim Kronolojik bir problem gibi karışık Ve dilimde pelte duruyor artık nağmeler Kimdim, neydim, inan çıkaramadım Hatırası belleğimde silik ve noksan Yüzüm silüetsiz duruyor aynalarda İçim sit alanı ve kalbim oyuk benim Ruhumdan parça alıyor arkeologlar Sapkın bir inancın ritüeli gibi yokluğun Durmadan içime eşilen sahipsiz bir mezar Ve inadına öldürmüyor beni zaman Artık yelesi dalgalanmıyor koşan atlarımın Engizisyon mahkemeleri kurulmuş yadıma Aklımın hücrelerinde lime lime bedenim Sana çıkan yolların balçıklı girdabında İçime açılan derin bir obruktur gözlerin |