HİCRET
Gidiyordu müminler, hicret emri gelince
Aştılar uzun çöller , hem gündüz hem gece Bu yolculuk onlara, bir seyahat gibiydi Çekilen meşakkat ,neşe ,sürurdu sanki Yıllardır aşk oduna yanan , aşıkmışcasına Aşıyorlardı uzun çölleri ,maşuka kavuşurcasına Öyleydi elbet ,koştular gerçeği bulmak için Terkediyorlardı her şeylerini ,bir tek olan hak için Acıkmış midelerle, bitap düşüp gidiyor Bu haldeyken bile ,hakkı tesbih ediyor İnanmışlardı onlar,rahmetin zahmetle olduğuna Hakkın rızasınına ancak ,bu yolla kavuşulduğuna Hicret :hak için göçmek, hak için koşmaktı Anlamıştı sahabe onlarda bunu yaptı Peygambere inanıp buyruğuna uydular Her şeyden vazgeçerek, bu yola koyuldular Böylelikle başladı , ehli iman, ehli küfür davası Medine olmuştu artık, İslamın tek kalesi O kalenin burcundan, fezâya yayılan ses Haykırıyordu şunu, Allah’a inanın yâ eyyühennâs Hem taarruz ettiler, hem ettiler müdafa Bu imanla başladı ,mücâhidler cihada O coşkun sel önünde şaşırmıştı kâmeler Bozulup acze düşüyor ,oluyorlardı heder Onlar aşıktı ölmeye, hem hak için öldürmeye Sabırsızlanıyorlardı , cemâlullâhı görmeye Bu imanla çıkıyor , mücâhitler sefere Ne anlasın bu iman ,bu azimden kefere Bu safhaya gelinceye dek çok çekti ashab Kimse tutmadı ellerinden ne yazık heyhât ! Düşe kalka vardılar hedef ve gâyelerine Göçtüler bu diyardan ,ebedi alemlerine Geride bizler kaldık , artık bizimdir bu dava . Sahip çıkmazsak eğer , şefaat etmez bizlere ,ol Habibi Kibriya. |