NASILETTİN HOCA (33)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Erdoğan/AKP iktidarı, 22 yıllık yönetim döneminin doruk noktasına “STAGFLASYON” ile erişti.
Bu nedenle de bir an önce seçime gitmek zorunda kalabilir. Bu başarının(!) irdelemesine önce terimleri tanımlayarak başlayalım. *** Temel tanımlar: Enflasyon: Piyasadaki mal ve hizmet fiyatlarının tümünün sürekli artması süreci. Devalüasyon: Bir ulusal paranın değerinin yabancı paralar karşısında düşürülmesi. Stagnasyon: Ekonomide durgunluk, hareketsizlik, büyümenin ve gelişmenin duraklaması. Stagflasyon: Fiyatlar artarken bu artışla birlikte ekonomik büyüme ve gelişmenin durması. Slumpflasyon: Yüksek enflasyon olgusuyla birlikte yaşanan ekonomik küçülme. İşsizliğin artması. *** Temel tanımların argo karşılıkları: Enflasyon: Soygunculuk. Devalüasyon: Vurgunculuk. Stagnasyon: Durgunluk. Stagflasyon: Yıkım. Slumpflasyon: Yıkılarak küçülme. *** Türkiye’de durum: TÜİK’e göre Ağustos ayı enflasyonu yüzde 2.47, yıllık enflasyon ise yüzde 51.97. ENAG’a göre ise Ağustos ayı enflasyonu yüzde 3.47, yıllık enflasyon ise yüzde 90.35. Sevgili okurlarım, siz iktidar tetikçilerinin “Enflasyon düşüyor” bağırtılarına aldanmayın: Aylık enflasyon oranı, 12 aylık ortalamalara göre 2005’ten bu yana en yüksek Ağustos ayı enflasyonu. Ayrıca enflasyonun düştüğü filan yok: Sadece artış hızı biraz yavaşlıyor o kadar. Üstelik bu hız da TÜİK’in bastırılmış oranına göre bile AB ve ABD’nin mücadele ettiği yüzde 2-3 gibi yıllık orana göre çok çok yüksek. ***“ (Sayın Emre Kongar’ın 5 Eylül 2024 Perşembr günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınladığı STAGFLASYON VE ERKEN SEÇİM adlı köşe yazısının başından alınmıştır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.)
„Aman hocam, karıştı kafam,(*)
bana şunları bir zahmet atlatsan; Yalanflasyon, Talanflasyon, Falanflasyon nedir ve suçluları kimlerdir?“ Diye sormuş ahaliden biri birgün Hoca’ya. Nasılettin Hoca eşşeğinden inmiş; „Ne kadar yük çekiyor bu eşşek şimdik?“ „Hiç!“ „Olurmu hiç?, kendi yükünü de hesaplıyacaksın! ve hesaba katacaksın, yokmu bu eşşeğin maliyeti?“ „Ama hocam, ben kendi-kendime nasıl yük olurum ki?“ „Dur hele, acele etme, lafımın sonunu bekle; Diyelim ki 10 kilo yük yükledin sırtına, eşşeğin çektiği nedir?“ „10 kilo yük, birde benimki?“ „Sen eşşekmisin ki, kim çekiyor ki bu yükü?“ „Eşşek…“ „Birde sırtına binip eve giderken alış-veriş edersen ne kadara patlar bu sana?“ „Ben ve eşşeğin masrafı?“ „Hayır, satın aldığın şeyinde kilosu ve maliyeti vardır. Masraf arttıkça yükte artar, yük arttıkça da „gider“ hep yukarı çıkar, bunada Enflasyon denir.“ „Peki bunun çözümü nedir?“ „Yalanflasyonu yükseltip, fiat artışlarnı gizleyip, akraba deyusulasyonu ve yandaş talanflasyonu…“ „Dur hocam dur, aklım karıştı n’olur! Yani suç benim mi, yoksa yükü artan eşşekte mi, bana onu söyle, bu nasıl bir iş böyle?“ „Anlatıyorum bekle; Birde devlet, o da yiyip-içecek!“ „Yükü ben ve eşşek taşıyorduk hani?“ „Devlet eşşekmi ki, niçin taşısın sizi?“ „Ya bu yükü taşıyamazsam ben?“ Eşşeğine dönen hoca bıyık altı gülmüş ve binmiş; „Şikayet etmeyen eşşekler, çözümü hep devletten bekler.“ Demiş ve eşşeğini yola sürmüş. (*) NASİLETTİN HOCA şiirleri Orhan Veli Kanık’ın "EŞŞEĞİN SÖZÜ" adlı şiir kitabından esinlenerek yazılmıştır. Üstadın dışında hiçbir kimsenin alınmaya asla-ve-asla hakkı yoktur. |