harbe giden karartılarkaybolmuş bir süvariyim azalan yağmur tanesi var olmuş kızıl bir kımızım akşamüstleriyim... perçinleyerek kanatıyorum dudaklarımı, vurdumduymaz bir saatle yelkovanlığın en doruk harbiyim. şimdi, mevsimler beni anlatıyordur sana, düşünceler ve harbe giden yalın vasıflı çocuklar kalmak savrulmanın eş soluklusu kalmak canımı acıtıyor zaman zaman. ben tam arkasındayım süsenlerin tam arkasındayım çiğdemlerin,düşlerin... gitmek yarım kalınmışlıktır gitmek canımı acıtır zaman zaman. her sokak başında senin adınla yas tutarım biad ederim güneş yanıklı çocuklara.* tik tak... -laşarak zamanı toplarım suskun ve- acılı... belki de bir eylülün şafağında gizlidir martılar, belki de yaşamın en soft olanıdır masumluğu(m). her acının bejliğidir ruhum. belki, kasımda doğarsın yeniden... ekim 2008 istanbul |
Gecikmiş kırlangıçlar kadar deli...
Şiva