Uzak iki şehir ve puzzleI -zangoç kaç kere çaldı çanı-say canı yanar inceden bir çizik aynaya tutulunca uzayan akis notre- dame omurgasında bir esmeralda kıvrak dişi gözlerinde bir gölge öyle vahşi belirsiz iyilik kaç kırbaç II kuşun kanadını suyun inadını ezber eden zihin dilinde kocaman bir -of öyle mühim bir şey değil ses sesi öptüğü zaman akseden şırıltı biraz paletlerde hep aynı sıradan soğuk buzmavi düş monochrome bildiğimiz her şey zamana yenilerek soğuyor öfkenin katılığı "İhtiyar ırmaklardan geçip saçlarımız kara orman büyüsü" bütün vahşiliğiyle barışık yoldan çıkmış her şeyi toplasın bin parçalı puzzle III güneşin ölüşünü... bak uzak gri bir çizgide pervasız söz ‘’çöl rengi bir elbise giydim’’* *Nilgün Marmara (Kırmızı Kahverengi Defter) 26.9.2018 |