ASLA DÖNMEYECEĞİM!
Papatyam!
İçimdeki özlemi, hasreti Senden başka kim dindirecek? Bana kim teselli olacak? Ben sensiz yarım ve eksik kalmak istemiyorum Zaten bu dağ başında, yeterince acı çekiyorum Ben sensiz bu ayrılığa, acıya dayanamam Karşımdaki tepenin yamacına doğru amaçsız bir şekilde Ağır ağır yürüyerek ot dolu bir düzlüğe geldim Rüzgârla bir o tarafa, bir bu tarafa savruluyor Kırağı düşmüş otlara Atılan adımlarımın izi belli oluyor Adeta iz bırakarak yürüyorum Botlarım ve paçalarım kırağıdan ıslandı Yine de devam ettim Önümde bir ağaçlık alan var içinden kuş sesleri gelen Bir süre sonra daraldım Kesik kesik nefes alıyorum Anlamadığım bir şekilde nefesim kesildi Diz bağlarım çözüldü, ayaklarım ise sızlıyordu Hasta mıyım, niye takatim kesilmişti? Hâlbuki kendimi ruhen olmasa da Bedenen iyi hissediyordum Oturdum bir yere Kan rengi, zifiri karanlıklara doğan güneş Meşe ağaçlarının dalları arasından bana göz kırpıyor Yüzüme bir sıcaklık veriyordu Orada kalakaldım öylece Güneş ışığı bana iyi gelmiş olacak ki dalıp gitmişim Uzun süre oturdum, ne düşündüğümü hatırlamıyorum Amaçsız ve ruhsuz bir şekilde ortalıkta dolanıyorum Galiba değişik bir şeyler arıyorum Ellerimi ovuşturuyorum Nedense bilmediğim bir heyecan var içimde Belki de stresten tırnaklarımı kemiriyorum Ortalıkta kararmaya başladı Birazdan her şey bir ölüm sessizliğine bürünecek İn cin top oynayacak Ortalık tam olarak kararmadan Alacakaranlığın içinde mevziime döndüm Bu yaşadığımız zorluklar baş edilir cinsten değil Nasıl dayanacağım, bilmiyorum? Bazen, bir kişiyi çok severiz Ölümüne sahipleniriz Aşk seven için, azalan bir şey değildir Bunun için de çoğu zaman mücadele etmek gerekir Pes edenler ise asla kazanamaz Kaybettiğin nokta da ayağa kalkıp Kazanmak için hedefine yürüyeceksin Belki de bir daha göremeyeceğim seni Gittikçe uzaklaşacaksın benden Ama ben sana ulaşmak Kavuşmak için sana giden yoldan asla dönmeyeceğim Son nefesime kadar, düşsem de yürüyeceğim… |