KIRMIZI VAZO
Bugün çarşı pazar dolaşırken
Gözlerime ilişti kırmızı renkli bir vazo Sen geldin yine aklıma gözlerimden yaşlar akarken Yüreğimde bir acı hissiyle kocaman bir of çektim Başlangıcı tatlı başlayan bir dostluğun Kör olası yokluğunun verdiği çaresizlik vardı içimde Ve kötü insanların kucağında son bulan pişmanlıklar Çare olmadı hiçbir yarama Şimdi ne desem, ne söylesem bilmiyorum ki Ben sana bakmaya kıyamazken Sen masadan masaya dolaşıp duruyordun Bazen insan olmaktan bile utanıyor insan Ve bir taraflarında saf saf aşk naraları atıp Kendi kendine gelin güvey olan Şiirler yazıp aşkını haykıran zavallı âşık ben Bekliyordum aşkını büyük bir umutla Kimse silmiyordu gözümden akan yaşları Çünkü her şey para olmuştu Kim fark edebilirdi ki beni girdiğim kuytu köşede Herkes bir şey kapmanın peşinde Para hırsı için satılmıştın çoktan Ne de olsa alan da satan da memnun Âşık olan ben ise alacağı temiz aşkı düşünerek Bulamıyordum derdime bir çare Ama yine de bir umut vardı içimde Senin için destanlar yazıp Döneceğini bekliyordu gönlüm belki de Sonra aylar yıllar derken Ne bir haber ne de bir mektup aldım senden Bir gün yine dükkânları dolaşırken çarşı pazar Yine o kırmızı vazo ilişti gözlerime Ve sen geldin aklıma, yine sen Hüzünler yeşerip bir bir düşünüyordu yüreğim Bir süre uzaklara baktı durdu Hayallere daldı gözlerim Belki pişman olmuş hani döner diye Oysa hala yolunu bekliyordum senin Nereden bilebilirdim ki O kırmızı renkli vazo bana olacak her gün çile Şimdi ne söylesem boş, her şey nafile… |