HÜZNÜN KALDI GERİYE
Papatyam!
Hayal olsa da şimdi yanımdasın Bir papatya tarlasına oturmuşuz Başına papatyalardan bir taç yapıp takmışsın Üzerinde bembeyaz bir elbise Sanki gelinlik gibi ortama da uygun Yanımda oturuyorsun ama konuşmuyorsun Susma, konuş benimle! Öyle boş gözlerle bakma bana! Gözlerinde aşka dair ışıltılar olsun O ışıltıları görmek istiyorum Ve derinliklerinde kaybolmak Zaten bu ıssız dağlarda kaybolmuşum Varlığımın ya da yokluğumun bir önemi yok Sadece dokunmak istiyorum ellerine Korkma, çekme ellerini ellerimden, incitmem Gece sabaha, karanlık aydınlığa ulaşmakta Tan yavaş yavaş ağarmakta Gökyüzü fulü, havada bir serinlik İnsanın içine, iliklerine kadar işleyen bir soğuk Ve ben sensiz, yine üşüyorum Burada dağlar, hasret, acı kokar Gözyaşı olur içime akar Ama ayrılık ateşini söndürmez Aksine harlar ve yakar, kül eder Ölüp giderken bedenim, helalleşemedik seninle Ve onca yaşanmışlıktan, hüznün kaldı geriye… |