AŞK BİR ALDANMAYMIŞ
Papatyam!
Her yaşanmışlık insanda bir iz bırakır Kimisi de insana yara, dert olur Aklı sen de olamayanı yürekte taşımak ise zordur Bilirim ki insana yüktür Geceler boyu uykusuzluktur, acıdır Dünyada yaşam üç günlük, dün, bugün ve yarın Dün geçti, yarın ise belki Onun için de bugünün kıymetini bilmek Ve hayatı doya doya yaşamak lazım Ben sana olan aşkımı kâğıda değil, gönlüme yazdım Sen bilmesen de aşkını, sevgini kalbimde yaşatacağım Seninle aynı gökyüzünün altında aynı yıldızlara bakıyoruz Elimi uzatınca da tutacakmışım gibi geliyor Ama aramızda aşılmaz mesafeler girmiş Şimdi sen neredesin, ben neredeyim? Sevmek, bazen kavuşamadığında sevdiğinin iyi olduğunu Mutlu olduğunu bilmek, acı çekse de mutlu olmaktır Aslında sevmek, sevdiğine sahip olmak değil Değer vermekmiş Galiba ben imkânsızı sevdim Acılarımdan, çektiklerimden kimin haberi var? Ya da kimin umurunda? Söyle senin haberin var mı, umurunda mı? Anlayacağın öyle böyle yaşıyorum işte Tabii buna yaşamak denirse Ben sadece seni sevdiğimi bildim Sevildiğimi ise bilemedim Geçen zaman sevdiklerimizi birer birer aldı Şimdi biz de gitmek için sıramızı bekliyoruz İnsan bir başına yetmiyor bazen Evet, bazen bir dost, bir sevgili arar Sırtını, başını yaslamak için Bazen kendime soruyorum Ben bunları hak edecek ne yaptım, diye Oysa gözlerine baktığımda Boncuk boncuk gözlerinin içi güler, yıldız gibi parlardı Yetmedi ay gibi parlar, güneş gibi de içimi ısıtırdı Aslında kışı sevmem ben, bilirsin Kış soğuktur, hem ayakkabım su alırdı, üşürdüm Sessizliğim, suskunluğum sanma ki sözümün olmadığından Öfkemi içimde susturmak içindir Hem bu hayatta, sen istediğin kadar iyi ol İnsanların menfaatleri kadar iyisindir Gerçek dostunu da iyi günde değil, kötü günde tanırsın Yoruldum artık, oturdum ve sırtımı bir taşa dayadım Soğuktur ama güvenlidir En büyük acı ise insanlara muhtaç olmaktır İyiyim desem de yalan olur, çünkü iyi değilim Şimdi dön bak arkana, geçmişine Bugüne nelerden vazgeçerek geldin, bir düşün! Dertlerini kâğıda yazarsan şiir ya da roman İçinde kalırsa da dert olur Bu kaderimi ben seçmedim ve yazmadım Bu yüzden dilime değil, yüreğime sor beni! Dilim yalan söylese de kalbim asla İçimde çok acı biriktirdim Buna kimisi dert kimisi de tecrübe der Herkes yaşattığını yaşasın, yaşamadan da ölmesin Bu dünyanın hesabı da bu dünyada görülsün Bazı insanlar var, onları da Allah’a şikâyet ettim Unutma, dürüst insanların pek fazla dostu olmaz Bu dünyada sırtın değil, yüzün yere gelmesin İhtiyacın olduğunda yanında olmayan insanlar için de Sakın üzülme! De ki onlar hiç var olmadı Sadece menfaatleri düştüğünde beni hatırladı Ben öyle yalanlar dinledim ki kelimeler utandı Ama söyleyenler utanmadı Benim arkamda yaslanacak bir dağım olmadı Olduğunu sandıklarım da ilk rüzgârda toz oldu, uçup gitti Bazen yaşayamam dersin ama yine de yaşarsın Sadece vakti gelen gider hayattan Yaradan Azrail’i gönderip çağırır, sen de gidersin Kavuşmak, hasretin bitmesidir Galiba benim hasretim hiç bitmeyecek Ben gerçekten yoruldum Hayat beni öyle bir yordu ki Ayağa kalkacak dizlerimde dermanım kalmadı Bazı şeylere çok geç kaldım Seni ilk gördüğümde içimden dedim ki kendime İşte bu, dedim Şimdi aklıma her geldiğinde ağlarım Kimseye bir şey diyemedim Issız bir köşe bulduğumda oturup hep ağladım Gözlerimden yaş gelmese de içime ağladım Dertlerim gibi gözyaşlarımı da sakladım Hayat ne gideni geri getiriyor ne de geçen zamanı Ben bu dünyaya ve hayata sığamadım, galiba fazla geldim Aldığım her nefes, yaşadığım her dakika, her gün senin Uyuduğumda, rüyalarımdaki hayalin beni kandırır Gözlerimi açınca da yüreğimi acıtır Soğuk olan sevgisizliği içimde kara kış olur Şimdi de üşüdüm, sanki bedenimde ölümün soğukluğu var Yağma kar, esme rüzgâr üşüyorum, diyorum Ölüm uykularında, derinliklerdeyim Gök kubbe altında yalnız, gözlerim buğulu Önemli olan bakıştır derler Bu gözler bakınca neler görüyor? Sen ne görüyorsun, başkası ne görüyor? Çok uzattım galiba Neyse, sen elinden tutan insana sımsıkı sarıl Ve her şeye rağmen bırakma sevdiğinin elini Kaderden, aşktan da kaçamazsın Bu başka bir imtihandır Benim imtihanım da buymuş Sevginin, gidenin önünde durulmazmış Ben de duramadım Anladım ki hayatta acımasız olan şey, zamanmış Zaman ya insanı ya da sevdiklerini alırmış Bundan ötesi de zaten yok, sonrası ise ölüm Ölümle de her şey yalan ve boş Özlem ve hasret dolu bakışlarla etrafa bakıyorum Belki de bu bakışlarım anlamayana, bilmeyene boştur Kurumuş bir ağacı sulasan yeşerir mi? Hayat bulup şu portakal ağaçları gibi olur mu? Bulmaz, olmaz! Ben de kurumuş bir ağaç gibiyim, köküm kurumuş Ne yapsam, ne yapsalar nafile Aşk bir aldanmaymış ve ben aldandım… |