Öylece
Ömrümün kaçıncı çeyreğinde
Sızı diz boyu Dönüp geriye kör düğümlerini üfleyip Sana ramak kala Kalemi bırakıyorum .. Günün ağustos Günün şubatım olsun Tenine değsin mevsimler İçine işlesin satırlarda ki hazineler.. Dolaştığım meydanlar koyu Meydanlar kırmızı Başın önde geçme Tabyanda çıplak ruhum Dans eder miğferinde And içtiğin körlüğe yanıyorum Ben sana ağlıyorum Sana ramak kala Kendimi şuracıkta bırakıyorum.. |