İç Çeken Kalplerin Sesi
Işıkta bir kibir izi,
Salyalarında övgü melodisi, İnlerine çekmenin hainliği... Senaryolu repliklerle hazırlığını yapan yüreksizin, Düşürdüğü kusursuz bir cinayetin konusu kalp izin. Masumiyetinden yakalandın, bilgeliğin geri alındı, ezildin. Nankör, kör olasıca insan, inancını yağmaladı, tükendin. Arşı delip geçti kalbinin parçaları. İfşa etme zamanı şarlatanları, Sır fısıldandı bir gece yarısı. Hadi uç, kanatlarında iç çeken kalplerin sesi, cennet kuşu. Kimsenin tutmadığı, sıkı sıkı unuttuğu öz, Nefesi kesen, yol gösteren, insanı sarsan köz. Seyrini kimsenin bilmediği, dile yapışmış söz, Yüreği çürüklerle dolu, kendi yolunu çizdin, Bu yüzden kimse ile olmazsın yüzgöz. Ruhunda yankılanıyor, yol gösterici bir nota, Haritanın sırları paylaşılıyor anda. Peki ya bocalayanlar, zamanın içinde kaybolanlar? Gerçeğin tatlı asalını arayanlar? Ayak sesleri yankılanıyor, çağların çanında, Hadi uç, kanatlarında iç çeken kalplerin sesi, cennet kuşu. Her bir kanat çırpımı, tapınağa ulaşmanın yolu, Yolu aydınlatanlar: sevgi, umut, tutku. Hedefin gücü değil, sonucu, Görmez misin senden gerçek sen doğdu? İnsan kalplerinin ağırlığı ile uyandırdın umudu. Kadim kitaplarda, sırların şekillendiği yerde, Hayatın yolu acılarla dolu. Yolculuk sonsuz, önemli olan bu! Zamanın aşındırdığı kadim taşlar pürüzsüz. Arayışın kazancın, tahtın seni bekler, Hadi uç, kanatlarında iç çeken kalplerin sesi, cennet kuşu. Kanatlar kudretini yaydığında, Zehir panzehirin olduğunda, Hakikat kıvılcımdan döner yangına, Her bakışta, görülmeyen tek nazarda, ferman sanadır. Her harfte, yutulan her kelamda, Bilinmeyenin telaşına bilen yetişir. Arştan gelen, sırrın dinginliğidir. Uz’un yüceliği nasıl açıklanabilir? Sır sen, sırra eren sen. Hadi uç, kanatlarında iç çeken kalplerin sesi, cennet kuşu. Güneşin sıcaklığı çiçeklerin ışıltısını tutuşturur, Fazla kelam sözü savuşturur. Madem aşkı arzuladın, Kanatlarında, iç çeken kalplerin sesi. Yükün ağır, yolun mübarek, bahtın, tahtın açık olsun cennet kuşu. |