AH İÇİNDE
İnzivaya çekildim bir vuslatın sonunda,
Payidar edemedim, sorumluluğu vardı, Ervahın ateşinde duyguları onun da, Kavruldu benim gibi, arda kalan hasardı. İpek kadar yumuşak, okşar gibiydi dili, Paha biçilmez güzel, yüzü endamı huyu, Efsunlu bakışıyla ettiği halde deli, Kıyıp yaşayamadım, yanarım ömür boyu. İkrar edememiştim onsuz geçen yıllarda, Posalanıp da nasıl eriyip gittiğimi, Edasına karşılık dolaştım boş dallarda, Konuşurken seyretti derdimden bittiğimi. İntizar mı eyledi, neden bilemiyorum, Peyda olur karşımda, enzali tıpkı sebi, Eda edemediklerimi ben de silemiyorum, Karşılamıştım onu aynı misafir gibi. İhtişamıyla gelir, cemali zuhur eder, Peymaneyle dalarım mazinin izharına, Encamı cehennemi içimde yakar gider, Kapılırım yeniden o sevdanın harına. İflah olmaz bu gönül, yanarım özlemiyle, Perdah olmaz duygular, uzakta varlığından, Eskimeyen günlerin umutsuz gözlemiyle, Per perişan ahvalim, kurtulmaz darlığından. İstediğin kadar yan, gidenler geri gelmez, Pazarın olur mezar, gönlüne çeker hızar, Envarıyla karşında, nasıl içini delmez? Kalırsın ah içinde ömrün boyunca bizar. Akrostiş. |