23
Yorum
87
Beğeni
0,0
Puan
1205
Okunma


Ruhumda sen izi kanat çırparken gökkuşağına
varlığına bin şiir olur yüreğim,
yüreğim ki bulut çıkmazında .......
öyle yorgun,
mecaline öyle takatsiz ki benliğim
anlatamadığım, anlayamadığın
sahi neydi, neydi ışığın karanlığı
adına münhasır yıldız geçitleri mi
yoksa, yoksa çok mu sendi yüreğim
yoo.. henüz arşa varamadı ellerim
ve adımlarım hala bıraktığım an’da
neden diye sorma..
desem de,
bakma sen kan(a)dığıma
gözlerimden ölüm düşer
buluşur toprağı ile
son cemre dedikleri dem
kim bilir belki yeniden doğar
ve kana, kanata emzirir kendine ait olanı
dedim ki..
yalan(ım) yok,
içimde ki seni öldürme,
içinde ki beni öldür...
yaşamak ve yaşatmak zor zanaat azizim
bu yüzdendir pulsuz seferlerim,
bu yüzdendir peronsuz, raysız bakışlarım
hep bu yüzdendir, bu yüzden
gidişine denizlerin uğultusunu yakışlarım
söylemiş miydim..
elbette söylememiştim,
dinle o zaman .......
k/anıyorum seni, seni k/anıyorum
sıska gülüşlerimin dudak kıvrımında
ve mavi bir sarılmanın
güneş yanığı tenimde
azdan, çok unut(a)ma beni
bazen,
soruyorum kendime
kanadıma değen bulutların hallerini
soruyorum..sahi,
şehrine, toprağına uğruyor mu
yaşları
ne kadar kal dersem
o kadar inanırım sensizliğe
ne kadar yan dersen de,
o kadar yanarım cehenneminde
şimdi sen gittin ya,
ardı açık bir umut kırıntısı unutmuşsun
unut kuşlarını salsan ya üstlerine
diyorum
çünkü umut,
ölümdür içimdeki şehrin düşlerine...
~°~
~°~
~°~