![]() TEMMUZ’A BEŞ KALA
TEMMUZ’A BEŞ KALA
Yine bir Haziran sabahı, Temmuz’a beş kala... Havada hafiften bir rüzgar Hasret, ılık ılık esiyor yüzüme. Yüreğimde tarifsiz bir hüzün Gözlerim uyku mahmuru, Gönlüm mahsun Hayal meyal geliyorsun önüme Hüzün buğusu gözlerin Ve güneşten kızarmış yüzün.. Akasya yapraklarının gölgeleri oynaşıyor Odamın duvarına vuran gün ışığında Başımda deli bir sevda Yürek yangısı gözlerin Uzanıversem tutacak gibiyim Ah o ellerin yok mu ; Buğday kokulu ; nasırlı ellerin... Bir yayla türküsü geliyor eski radyodan Gönül telimi titretiyor sanki tezene Bu gurbet canıma yetti diyor Ve arkasından içli bir şarkı Artık gelsene.... Yine bir Haziran sabahı Temmuz’a beş kala Gönlümde hasat var Sanki bir harman yeri Gök ekinler sararmış, Başaklar dolmuş Ulu bir köknar gölgesindeyim Bırakın ellerimi.... Set çekmeyin önüme Bırakın yol alayım Toroslardan çıkarak Memlekete varayım Acep duruyor mu Anamın bulgur sokusu Bu nasıl bir hasrettir Ya Rab Burnumda tütüyor şimdi Mor çiçekli , Dağ kekiklerinin kokusu Yel estikçe reyhanların Rayihasını alıyorum Yine bir Haziran sabahı Temmuz’a beş kala... Uçan turnalarla, Dut ağacının dibindeki mezara Fatiha salıyorum. Sabret gönlüm sabret Vuslat çok yakın; Menzile varıyorum.... Nurgül KAYNAR YÜCE/ K. MARAŞ 25 Haziran 2018 |