NASIL ANLATILIRDI KİBirebir değil midir serince ve hesapsızca eserken Bir adsız tepenin tene değen efsunlu o rüzgârı Ve inerken dikinden aşağı doğru yaban tekeleri Nasıl da düzde gibidir, hayranlık uyandırırken gözleri. Billur sözcüğünün çıkış noktası, nirengisidir dereler El değmemiş ve zengince mineralli suları şifâdır Uçuşuverir her yandan ansızın, irili ufaklı kelebekler Bir sizsinizdir sonradan eklenen, her şey doğaldır. Bir ruh dinginliğinde ve kaygısızca yürütür yollar Bir yanda çamlar, diğer yanda da meşeler, ardıçlar Gözleri ufka yönlendiren şahikasıyla kayalıklar Bir kurmaca gibi şaşırtır da sizi kökleriyle tutunmuş Kayaların tam da orta yerinden filizlenmiş ağaçlar Güneş yakmaz teni, yol yordama yoktur gerek Gölgesinde uyumaklıdır asırlık köknarın dibinde Kıvrım kıvrım dolanmıştır orta boy bir engerek. Bir bitimi var mıdır Kaf`tan karelerin yollarının Ya da neresidir keser ormanı bir dere mi, çay mı Arada bir kendini hissettirir akar suyun devranı Anlatmakla biritilemez yurdumun süsü ormanlarının. Ve ellerinde kovalarıyla belirir köyün kızları Uzunca bir sopaya takılır çentiğinden, dolunca suları Yöresel kıyafetleri de çarpar göze, rengarenk elbiseler Tabiatla yarışmaktadır, insan elinden türlü elbiseler Bir tüttü mü dumanı sanmayın ki yangındır bu Muhtemelen efkârını dağıtmaktadır meşe közünde Demi de tam yerine oturmuş çayında bir korucu. Güzelliklere oruç tutulamaz burda, patlar volkanca Cezve olsanız, dolar içiniz kahvenin kıvamlı aromasında Ağlamaların yerini ufka dalan, yeşile de tutkunca bakışlar Dilde de alabildiğine içten, en güzide haliyle alır şarkılar. Oradaki köyler sizindir, bizimdir, sesiyle, nefesiyle öylece Verin selâmınızı yeter ki, oturacağınız yerdir başköşe Ötelerden halen kalmışsa birkaç merkep şanslısınız Heybesine yanaşıp bir elma, armut, yahut kiraz alır mısınız? Geceleri de bir başkadır masaldan kopmuş bu yörelerin Büyüklerden o eskileri can kulağıyla dinleyin de dinleyin Ve kesmekeşin içinde sürüklenen şehrin hengâmesinin Firar etmiş yolcusuyken, anın keyfini alabildiğine çıkarın. Kalkın erkenden demiyorum, kaldıracaktır temiz hava Erkenden yol alacaktır sürülerle keçi,koyun, sığır, manda Resimlerden aşinâ olduğunuz kağnılar yok muydu hani Kırk yılda bir görebilirsiniz onu çekmekte olan Sarıyı ve Kocaöküzü, fotoğraflık bir manzaradır Ağır ağır yol alırlar, efsanedir bu an resimlemeli. Yıldızlar ne kadar ışıltılı, göz kamaştırır sabah yıldızı Doğarken ufuktan güneş, rengi nedendir çok sarı Seher yelinde okunurken Ezan-ı Muhammedi Yankılanıp gider ta uzak köylere vadi boyunca İnsanın içine işler imamın dilinden bu musiki. Ve neler neler sığardı anlatabilseydim hakkınca Yurdumun köylerinden fışkırır türlü manzara Kalem anlatamaz güzellikleri, gönül müteessir Gölge ozan ne derse desin, bu yurt eşsizdir. Oğuzhan KÜLTE |
çok güzeldi, çok acıklıydı,
çok doğru,
Allah razı olsun
sevda ve özlem vardı,
Hakikat vardı
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım
ders vericiydi, akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla