Türkü İle GelKıraç mevsimlerde gebe kalmışım Yalnız türkülere Onlar da ağıt, hayat küskünü, Ümit yoksunu kadınlar Güneşin yakıcı ışığında yarınların türküsü Hazan günlerinde hasat neşesi İlk yazın keyifsiz sabahlarında mahzun gözler. Suyun akışında yeşil buğday başakları Tek siz misiniz dumanlı gönüllerde artık yaslar Yaşam bir çizgidir Bazen simsiyah ve kalın Bazen pembe cennetleri kıskandıran Utangaç çocuk yüzü Ey güzellikleri kaçıran uranüsün çıldırtan yanı Ey bütün Ak denizden türküler çalan Homero’sun ayak sesleri Ateş tanrısını yakan afroditin sırma saçı Bir busesi ile ekinleri kurutan Keskin çalımlar atan yoksul kadınlar Yoksul kadınlarda türkü Yoksul kadınlarda ağıt Ey dilleri lal, etekleri al Yeşile bezenmiş eller İnsanı sevmede ama kalmış gözler Türkü türkü gel Kıta kıta gel Mezepotamya’dan, Anadolu’dan İlliada ve odisseau’dan gel Homerosun azığından bir türkü çal da gel Ey bütün yağmurların şırıltısı Kahpe tufanların hışırtısı Ölülerin mezar taşları Külleri denize atılmış isimler Gerdanına beni alan levius’un alın yazısı Kaderine bir türkü yazıp Aslına bir türkü söyleyerek gel Kaz dağlarında bir şair Kaybolan kızının adını sorar Ergin beyaz parçalarında kendini arar Ve bilmez ki Kaz dağlarında sarı kızın ruhu yatar Ruhunu kadınların, sapsarı bir mermer sarar Mermerinde sarı kızın al bir gül biter Gülün dalından bir yaprak getir yeter Türkü türkü gel Kıta kıta gel Mezopotamya’dan, Anadoludan İlli ada ve odisseau’dan gel Homeros’un azığından bir türkü çal da gel Haydar ŞAHİNBAY 25.12.2003 |