O vakitler
Raftan kitabı alıp
Şarap tadında okumazdım
Eylül
Tuvalde hüzün
Yürekte bir kan pıhtısıydı

Ne tuhaf!

Şovale
Kendi rengini ellerinden almış
Donkişot yalnızlığı
Fırçalar
Saati savuran nihavent şarkılar

Tozlu ve o kadar yağmurlu yollardan
Açtım deri kaplı sayfayı
Nedense hüzün de Annem
Hazan da yaşadıklarım
"Sirkeci’de göğsüme sıkmıştı mermiyi
İstanbul”

Bu sürpriz yağmurdur
tülün ardında
Cama Arap kızı bakışı atan
"Bir demet yasemen aşkımın tek hatırası
Bitmiyor ayrılık, dinmiyor gönlümün hicran yarası"
Zeki Müren TRT İstanbul radyosu
Uzun dalga
Perşembe 10:06
Evvel zaman 86
Güncel zaman
"Şarkılarda yaşıyorum"

Yeşil
Gurbet kuşudur
Kendi rengini gözlerinden almış
Sus diyor şifacı sivri dilli mahluk
Bir doz sarı yaprak suyu
İç
İç
İç
Aklında tanımadığın odalar dolusu hasret
Oku diyor umarsızca oku
Jadeit ve Nefrite oku
Yüzüm gözüm

Nihavent yeşildir

Kırmızı
İsyan kuşudur
Diyelim ki Mudanya yolunda
bırakayım şiir yazma hevesini
Rembrandt
Çiçek Tanrısı Flora’yı
Yeniden çizsin
Başındaki yazmaya
İliştirsin yurdum kırmızısını
Ve
Bu yüzden güzel olur
Kırmızı
kara saplanır gibi
Hayaldi kırmızı
Ve
Bu yüzden güzeldi
Turnusol kağıtlarda kaybolmak
Güneş Güney’den esmeliydi
Yüzüm gözüm

Nihavent kırmızıdır

Haydi !
Bir şehir kurşuna dizilsin
Gözümün feri
Kalem
Fırça
Silgi
Boyalar
Kocaman es geçsin mısralar
Avam bir gül açsın
Yitirsin benliğini şehir
Küba sarması delsin ciğeri
Islak kalsın kirpikler
Yüzüm gözüm

Nihavent kepengi düşte saklı
Muratpaşa beyazıdır.