Hasret
Hasret
Dedim: Hasret nicedir, var mı belli tarifi? Dedi: Anlarsın dostum olmaz öyle peşince, Dedim: Çok bekleyemem nerde yaşar arifi, Dedi: Küsme hak söze yaraların deşince. Hasret, uçan bir kuştur dost edinir hazanı, Temelinde hüzün var, sevmez oyun bozanı, Kavuşanı bulunmaz, pek çok olur yazanı, Hayattan sökülemez, hayret edip şaşınca, Kalem hatırı için ufak tefek yazarım, Bir şey yapayım diye yapılmışı bozarım, Düştüm hasret bağına hazan ekip kazarım, Aklımdan çıkaramam hayalime düşünce. Elimde kazma kürek yer açarım taneye, Hasret başaklarını ektim gönül haneye, Ölümü arzularım düşmekse meyhaneye, Cehennemi yaşatır yüreklerin pişince. Yüreğim alev alev içimde yanar tandır, Dostlar akıl veriyor” git de o yâri kandır, Beni bu hale koyan yâre kaynayan kandır Ateşler kaçar benden göz bebeğim şişince. Rabbime niyazım var” düşürmesin betere”, İçimdeki sancıyı çevirmesin kedere, Ağlamayı dost bildim, boyun eğdim kadere, Hasreti tanır oldum, ciğerlerim eşince! Hoşoğlu’nun vuslatı hayallerde buluşmak, Leyla-Mecnun misali rüyalarda konuşmak, Kula pek nasip olmaz isteyince kavuşmak, İmkansıza yürüyen tarifsiz bir düşünce. Mustafa Hoşoğlu |
Tebriklerimle.