Asıl mesele sevgisizlik
Asıl mesele kardeşim,
zor günlerinde yanında olanı sevebilmekte değil; bulursan böyle birini zaten seversin, tanırsan böyle birini hemen bağrına basarsın. Burada asıl mesele kardeşim, o zor günlerinde, o geçmek bilmeyen günlerinde; seni yalnız bırakanları, seni umursamayanları, sevmeye cesaret eden insan olabilmekte. Yüreğini intikam ateşiyle yakanlar, kalpleri habis düğümle mühürlenmiş olanlar, elbette bunu başaramazlar. Çünkü, böyleleri; hayat düğümünün ya sevgiyle, ya seni sevgiye uyandıran tanrısal bir aşkla, ya da her ikisiyle birlikte çözülebileceğini anlayamazlar. Hayat dediğimiz şey, sıralı birer düğüm silsilesidir aslında; var edildiği günden bu yana insan, hep bu düğümleri çözmekle meşgul inan. Çözülen her düğümün daha zoru gelir önümüze; ve, en nihayetinde hayat, ya bir gemici düğümünü bela eder ya da tam kazık düğümünü başımıza. Pirüpak sevgi yoksa özünde insanın, bu düğümleri çözmeye, ömrünü verse yetmez inan. Çözümü henüz keşfedilmemiş tek düğüm; insanın kendi içinde, kendi kendine yarattığı, dolaşık habis düğüm olmalı kanımca... Kendi kendine kurgulamalar, kendi kendine alıp vermeler, kimsenin umurunda bile olmayan, insanın kendi kendine yarattığı vesveseler; dolaşık ve habis bir düğüm bu. Tanrı parçacığının yapısını dahi çözen ve hala çözmeye devam eden bilim insanları var; ancak, habis düğümü çözebilecek bir insan henüz bulunamadı bu hayatta. Pirüpak sevgi ile dolu olan bir kalp, habis düğümü içinde barındıramaz. Bu hayatın bence en büyük sorunu, sevgisizlik! Ya sence güzel kardeşim? Cahit Fıkırkoca 24.06.2024, Ankara |