Mücellit
Uyanmasını istediğim, o kadar çok sevdiğim var ki;
Mesela, abim uyansa, çıkıp gelse kabrinden, "Üzülme kardeşim" deyip, bana moral verse. Mesela, annem uyansa, çıkıp gelse ebediyetten, "Sıkma canını oğlum" deyip, saçlarımı okşasa. Uyanmasını istediğim, yaşayan o kadar çok ölü var ki; Gizli bir el silkelese tek tek hepsini. Ve, onlara dese ki: Uyanın artık ihanetin eli her yerde. Cebinden çalan, Vatanın toprağını parsel parsel satan, Din-iman diyerek duygularını sömüren, Hep aynı zihniyet; uyan, uyan, uyan. İşinin ehli bir mücellit, çıkıp gelse eski yıllardan; Yüzü, astarı yırtılmış bir kitap gibi, Yüzü, astarı yırtılmış insanları da, Hiç bıkıp usanmadan bir bir ciltlese. Ve sonra, bu insanımsıları işlek bir caddede, Sergilese, tüm sakilliğiyle... Yaptıklarından utanırlar mı, acaba? Tazelenmiş yepyeni ciltleriyle. Cahit Fıkırkoca, 10.10.2024, Ankara |