Korku
Yordu beni birisi
korkuyorum otururum kafamın içindedir uyurum yine benimledir gece yarısı uyanıversem hayali gözümde sözleri dilimdedir... Yordu çok ama çok yordu sevgisi algısı yargısı yordu sessiz kalsam sebebi sordu korkuyorum konuşmaktan susmaktan yanlış anlaşılmaktan... Oturduğum yerden kalkamıyorum o gülüyor mu ağlıyor mu üzgün mü sıkkın mı hissediyorum aramızda mesafeler olsa da derunumda taşıyorum empatiden yorgunum... Şehirlerimizin arası yakın değil mi dedi ne söyleyim aynı şehirde olanlar bile görüşemedi ne desem haksız olacağım nasıl olsa bu gerçek iki kere iki beş edebilseydi belki bu işkence bitecek zaman ayrılır elbet uzak yakın edilir yüz yüze görüşülür ancak ayrılık vakti yine gelince korku ve endişeye bürünülür... Dili sevgiden bahsediyor sesi nefrete benziyor ara ara dokundurup kendimden şüpheye düşürüyor güvenle güvensizlik arasında gidip geliyor bin badire atlatan nefsime yaptığı zor geliyor yorgunum aynı kısır döngüden korku ırmağı yüreğime dökülüyor... Biliyorum gitmedim diye kırılmış bana lakin değilim diyor sitemkar,öyle aslında bu ağırlık ruhumu ezen bu yoğunlukla ne yapacağımı bilmez haldeyim çoğunlukla onun için her şeyi yapabilirmişim gibiyim elim kolum kalkmıyor silindir altında ezilmekteyim... Ben kendi derdimden bahsedip üzemem onu dinlerim tüm dikkatimle sorar niye sustuğumu konuşurum,on yıl evvel söylemediğimden eminliğimi silip süpürerek der ki bana şunu demiştin üç gün uykularım kaçar kalırım naçar en sonunda kabullenirim dilim özür diler yüreğim kaçar... Yordu beni birisi yine yoruyor,biliyorum daima yoracak bir fare deliği bulsam sığıverecek kadar ufalacağım zaten kalem ucundaki bir nokta dahi benliğime bol geliyor şu güzelim geniş dünya gönlüme dar geliyor korkuyorum hep hatalı duruma düşmekten dilim tutuluyor... Yoruldum yorulmak nedir bilmezdim evleri eşyaları sırtımda getirir götürürdüm duvarı nem ağacı kurt insanı gam tüketirmiş gördüm ben onun sevinciyle sevindim acısına gömüldüm insan denilen mahluk bir kere bense binbir kere öldüm... Gülhan Çeliktaş |