NAZIM (2)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın “BİR YOLCULUK ÜSTÜNE
Açıyoruz kapıları / kapıyoruz kapıları /geçiyoruz kapılardan /ve biricik yolculuğun sonunda / ne şehir/ ne liman. Tren yoldan çıkıyor, / batıyor gemi, / düşüyor uçak. / Harta çizilmiiş buzun üstüne. / Elimde olsaydı bu yolculuğa / başlayıp başlamamak / başlardım yine.” -1958 Leningrad- ( Büyük Türk Şairi Nazım Hikmet’in sılada yazdığı son şiirlerinden esinlenerek NAZIM şiir dizimde sizlere ulaşmaya çalışacağım. Şiirler almanca ve türkçe olarak yayınlanan HASRETİN ADI (=Dıe Name der Sehnsucht - Ammann Verlag -ISBN 978 3 250 10440 7) şiir kitabından aynen alınmıştır.)
Acaba
“Kuvayı Milliye Destanı”nı(*) ben yazmadım mı, yoksa “Kurtuluş Savaşları” da mı olmadı ülkemde yani, hiç mi kurulmadı Köy Enüstütüleri? Yatmadım tabi bende 12 yılı aşkın hapishanelerde! Doğumun sancısını, beklemenin kıvancını Kurtuluş’un inancını yalnızca ben mi bilirim şiirlerim? Yılmadan ölesiye sevdim birçok kadını, -sevdalımdı birkaçı- tek-tek hepsine kavgamı kattım, ama hiçbirini aldatmadım. Tatlı bir şiir ve de acı bir biber gibiydiler; Erdik-Erkektik, kimiyle sırt-sırta mücadele ettik, -omuz-omuza olanlar yanımdaydı- kimi ise yalnızca sırtımı sıvazladı. Sonradan yüzüme gülüp sırtlarını bana dönüp uzaklaşan yada sırtımdan vuran arka-daşlar da vardılar. Bugün çocuklarım tüm dünyada onurla sürdürüyor davamı tüm dilleri konuşarak. Adları mı? Kitap! Bu ne be! Tekke, Cemaat, Tarikat, Medrese? Niçin gericiye boyun eğdik, “Laik” değilmiydik? Yenilginin acısını, Kurtuluş’un sancısını, Devrim inancını tadan tek benmiydim, affedecek mi birgün acaba bizi şiirlerim? (*) Kurtuluş Savaşı Destanı ya da Kuvayi Milliye Destanı; Nâzım Hikmet’in Kurtuluş Savaşı’nı bölümler halinde anlattığı destandır. Nâzım Hikmet bu destanı hapishanedeyken 1939’da yazmaya başlayıp 1941’de bitirir. |