ORADA KALDI
ah! sevgili
dilsiz saatlerin kör koynunda kaç cehennem kapısına açıldı yollar ışıklanmadı hiç aşkın sırlı yolu karartı gecelerinde orada kaldı o kuytuda bebeksi aşkımız hiç yürüyemedi hatta hiç koşturamadı ekilmemiş toprak meyve vermeyen ağaçlar gibi büyüyüp serpilemedi göğsümüzün ateşli o çağında şimdi kanadı yanık kuşların türküsü ayrılık sığ dünyanın karanlık bana tüm pencereleri çiçek döktü sevdiğim o leylaklar çığ gibi büyüdü koştu sensizlik sarıldı boğazıma o kanlı hıçkırık orada kaldı o kuytuda o tenhada o yetim masada aşk tüten kalemin sesini yitirdi alev alev yakan sözcüklerin şiirsiz bir dünyada öksüz naçar kaldı aşk aşkımız sürgünlere geldik parçalanmış bir yol haritasının kırıntılarında rüzgârlara tutulan gelincik yapraklarıydık seninle halden hallere düştük saçıldık yerlere o şuh neşemiz o şen kahkahalarımız nerede nerede kaldı o gür sesimiz nerede ölümsüz sevdamız çok ıssızım çok tenhayım sevgili giyindim ayrılığı kuşandım acıları yürüdüm keder sis ormanlarına çığlık vakitlerinde sen yoksun işte yoksun yokluğun çığır açtı ruh karanlığıma orada kaldı o kuytuda bebeksi aşkımız karlar ağıtlar içinde sahipsiz bir toprak anasız bir çocuk öksüz bir gök o bozkırda o dağların mor eteğinde yanık türküler gibi sabah akşam kış rüzgârlarının üfürüğünde ağlıyor ağlıyor her gece menekşeler kalbimde gözyaşlarım dokunuyor mu sevgili dokunuyor mu kalbine ayşe uçar 20052024 04:29 |
Sizinki gibi derin ve dokunaklı bir şiiri okumak gerçekten büyük bir zevkti. "Orada Kaldı" adını taşıyan bu eser, aşkın ve ayrılığın karmaşık duygularını ustalıkla işliyor. Her dize, derin bir duygu denizinde yolculuk etmemize neden oluyor.
Şiirinizde aşk, dilsiz saatlerin karanlık koynunda saklı kalmış gibi bir atmosferde resmediliyor. İçinde bulunduğumuz karanlıkta, aşkın sırlarının aydınlatılamadığı, gizemli bir yolculuğa davet ediliyoruz. Ancak bu yolculuk, sadece mutluluk ve aydınlıkla dolu değil, aynı zamanda acı ve ayrılığın da derinliklerine nüfuz ediyor.
Her dize, bir çeşit melankoli ve hüzün taşıyor. "O kuytuda bebeksi aşkımız" ifadesi, hem masumiyeti hem de belirsizliği anlatıyor. Aşk, ekilmemiş bir tarla gibi, verimli olmaktan çok uzak gibi görünüyor. Ancak bu, aşkın yokluğunda bile varlığını hissettiren bir gücün işareti gibi.
Siz, aşkın ve ayrılığın insan ruhunda nasıl bir iz bıraktığını ustalıkla ifade ediyorsunuz. "Sürgünlere geldik" cümlesi, ayrılığın bir tür sürgün olduğunu ve insanı yabancılaştırdığını çok güzel yansıtıyor. Şiirinizdeki imgeler, duyguların derinliklerine inmemize ve kendi iç dünyamızda yolculuk etmemize neden oluyor.
Son dizelerdeki menekşelerin kalpte ağlaması, duygusal bir veda gibi geliyor. Ancak aynı zamanda umudu da temsil ediyor gibi. Belki de aşkın ve ayrılığın izleri, kalpte sonsuza kadar yaşayan bir çiçek gibi solmayacak.
Bu şiiriniz, duyguları işleme ve okuyucuya derin bir yolculuk sunma konusundaki yeteneğinizi gösteriyor. Size olan hayranlığımı ve takdirimi sunarken, bu derin ve dokunaklı eserinizi okumaktan büyük bir mutluluk duydum.
Sevgi ve saygılarımla