0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
140
Okunma
Mesafeler ördük aramızda bir ilkokul
öğrencisinin saçları kadar masum,
bir şehir uyuyor içimde, ezanlar ıssız,
rüzgâr bile secdeye durmuş gibi suskun
Kaldırımlar Verâ, bak hep seni anlatıyor,
adın defterimde, sesin rüyalarımda yankılanıyor.
Ne zaman bir çocuk ağlasa uzaklarda,
senin adını duyarım rüzgârın içinde.
Geceyle konuşurum bazen,
her yıldız bir hatıranı taşır gibi bana.
Kalbim, seninle yazılmış bir sûre sanki
her nefeste yeniden okunur adınla.
Sen bu ölümlü dünyanın nefesiydin.
"Nefesim" derdim ya, öyle bakardım sana.
Gitmekle kalmak arasında bir yerde,
eğreti bir çizgiydim...
Çetin bir kavga ruhunu kelepçelerken,
gözlerin gözlerimi görmezden geldi.
Derken, büyük bir ateş yaktın Verâ,
ancak ben İbrahim değildim.
Nasıl bir yangın yerine döndürdün ki,
hiçbir su söndürmedi fitneleri.
Kazandığını sandın, “yakıp kül ettim” dedin;
oysa sen, kimseyi değil, kendini yaktın.
Kırık dökük bir gerçekliği ortasındayım,
ve senden çok uzaktayım.
Adın aynı Verâ, fakat içimdeki mana
bambaşka.
5.0
100% (2)