Ver Gözlerinin Beyazını
Benim gibi anlatamazken, kime sorsam ki seni,
Kim yaşamış kış ortasında donarken, dört mevsimi? Her bir zerrene aşığım, bir bakışına sevdalı, Son baharda güller açar tebessümünle; gül dalı. Haz almam sesini duymadığım gece, uykulardan, Yazarken taşar sırma saçların, beyaz sayfalardan. Unuttum sandığım her gece, aklıma gelir düşün, Yolculuğum yine sanadır, son duraktır gülüşün. Suskunluğuma aldanma, çokça haykırdım aşkından, Gözlerinin misafiriyim, geçemem karasından. Susadıkça içerim, göz pınarlarından şarabı, Sarhoşluğum aşkındandır, çekerim hep ıstırabı. Bilmiyorum vuslat ansızın, uğrar mı bize bir gün? Umudumu asla kaybetmedim, ne dün ne de bugün. Sefasını sürsün de gönül, dalsın yine seyrine, Yumulsun gözlerim artık, dünyanın binbir rengine. Sadece sen, sadece ben, iki sevilen kalalım, Unutulsun tüm hikayeler, geçmişi hep yakalım. İki titrek dudağım, her daim adını sayıklar, Kalpteki çakıl taşlarını resmin ile ayıklar. Bir resim ki içine yar, koca cenneti sığdırmış, Anlatamam halimi, gören derki; sanki çıldırmış. Oysa bilmezler uyurken sen, nefesinin hazzını, Al ömrüm senin olsun, ver gözlerinin beyazını. |