Hiç
Gökkuşağına sensiz sarıldığımdan beri,
İçimde kararan renkleri atamadım hiç. Yüzün bir kar tanesi gibi sarınca beni, Güneşin altında uzanıp yatamadım hiç. Devriliyor oysa kaygılarım gülüşünle, Oturabilirim asırlara dek seninle, Gökyüzünün en mavi sokaklarında bile, Gözlerindeki manzarayı bulamadım hiç. Ruhum bir uçurtma gibi yalpalanıyormuş. Gördüğü tüm yıldızlara seni soruyormuş. Sanki ismin ezelden kulağıma okunmuş, Bir ezgi gibi şu zihnimden sökemedim hiç. Ortalıkta dolaşırken sensizlik illeti, Burnumu esir almış bir lavanta demeti. Gözlerinin dolaştığı şu sevimsiz kenti, Fikrimin kuytusundan dahi silemedim hiç. Olsanda olmasanda çözülmez bu bilmece. Rüyama uğramadan gitme sakın bu gece. Dilime bürünüyor kağıttaki her hece, Sabaha kadar seni yazıp susamadım hiç. Muhammed Yusuf Maral |