düş
bankta oturuyorum.
elektrik tellerinde bir kuş duruyor/apartmanın çöp kutularının içindeki kediye bakıyor/kedinin gözleri yerde kıpırtısız uzanan köpekte./köpek salıncakta tek başına sallanan çocuğa bakıyor./çocuk, sessizce çimlerde oturan adama./adam o anda göremediğim bir kadına bakıyor.. bankta oturuyorum ayağa kalkacağım anda aklıma sen geliyorsun. bankta oturuyorum karşımda sen duruyorsun zaman hiç akmayacakmış gibi dingin/ güneş sönmeyecekmiş gibi ışıyor./ uzaklarda, denizle gökyüzünün birleştiği yerde ki su buhar olup güneşe yükseliyor güneş zamanı ısıtıyor.. bankta oturuyorum. karşımda sen duruyorsun/ ikimizin arasında aşk sönmeyecek bir güneş gibi duruyor./ sen karşımda yokken yirmi dokuz harfim vardı ve bizim dışımızda uykulu bir gökyüzü. verebileceğin sonsuzluk iksirini istemiyorum.. oynanan oyun sandığımızdan daha kısa söz tükendi, artık gitmelisin.. bankta oturuyorum buradalar; elimdeki kalem ve kağıt, bu park, zaman, güneş, ağaçlar, arabalar, hep burada olmak zorunda olan insanlar.. elektrik tellerindeki kuş, kuşun gözündeki kedi, kedinin gözündeki köpek burada. çocuğun tutunduğu salıncak/ çocuktaki adam/ adamdaki hüzün burada.. gözlerimi kapattım bildiğim bir karanlık bu. sonra istanbul’u susturup kalktım biraz daha kalsam fotoğraf olarak kalacaktım. belki bu düşte bir düştür belki de uzaklarda farklı bir zamanda bir adam sıkıntı içinde yatağından uyanır.. |