elinde matrası yürür piyade zaman gecenin kirli saçlarına dolanır sokağınsa kafası duman başı döner rüyasız bir uykunun eğilip gözlerini öper pencere
bulutlarda gizlidir benim aşkım pamuk kadar yumuşak bal gibi tatlı bilsem ki yağmur yakındır ne güzel olurdu aşka ıslanmak ah!
ki rüzgârlar tanır seni gittiğin dağları dokunduğun çiçeğin kokusunu bastığın toprağı yaslandığın ağacın çeşnisini bilirler
ve yıllar ki insafsız vicdansız üzerime giydirir hasret elbisesini hoyrat elleriyle yüzümü süpürür sahraya kumral kumların sancısını döker kalbim yokluğa ah! kaktüslerin işaret fişeğiydi dikenler batsa da elime senin kadar acıtamazdı ki yüreğimi
haydi rüzgârlarla bir şarkı söyle bulutlarla bir haber gönder haydi yağmurlarla bir yıldız düşür haydi içime ölümlü gözlerimden çekilsin ayrılığın soğuk perdesi
tüm beklentilerim odadan balkona balkondan avluya sarmaşık olsun oh! şenlensin bahçem içinde ben içimde sen ne güzel kokuyorsun sevgilim...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
PİYADE ZAMAN BAHÇE SARMAŞIĞI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PİYADE ZAMAN BAHÇE SARMAŞIĞI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bekleyenler, bekletenler, söz verip gelmeyenler arapsaçına dönen duygular. Zor.. Son pasaja bayıldım, ancak bu kadar samimi yazılırdı. Hele o, oh yokmu noktayı koymuş özleme. Tebrik ve selamlarım değerli üstadeye.
Sarmaşık bizim ağaçları da sarmış. Sardığı ağaç kurudu. Zehirli oluyor sarmaşık. Kuşlar yemişini çok seviyor ama ağaçları kurutuyor.
Bazı aşklar da öyle. Toksik oluyor. Sarıp sarmalıyor ama fazla sıkınca ve aşırı halleriyle aşkı öldürüyor.
Zarif sarmaşıklar da var. İnce narin, mor beyaz çiçekler açıyor. Asma gibi yaşamını sürdürecek kadar sarılıyor. Öyle olmalı insan da. Hem kendisini yaşatmalı hem sarıldığını süslemeli.