TİRAT
TİRAT
Belki diyerek, zemin kaydırmayla kendini aklayamazsın. Ruhunda öyle bir pişkinlik var ki senin, her kevaşede olduğu kadar! Çünkü Lazarus sendromu doğmadan önce kodlanmış genlerine! Sanma ki, yaşam ile ölüm arasındaki farkı, fark eder Lazarus! Bırak gitsin! Hayır hayır o daha çok genç, düş yakasından garibin! Doğum olmadan, ölümden söz etmek mümkün değil. Sen adına; refleks ya da sendrom de. Fark etmez. Şimdi ölmediğini zannediyorsun değil mi? Her halukârda, ölüsün bende! Yaşama dönmek için, devinimlerin nafile! Yaşama dönmüş olsan bile, o yaşam senin değil artık! Çünkü sen, yaşamıyordun, yaşamıyorsun, yaşayamayacaksın! Çünkü sen ölüsün! Hep ölüydün, öyle de kalacaksın! Çünkü sen doğduğun andan beri ölüsün! Lazarus cenin halindeyken, ölüm kodlanmıştı genlerine. Lazarus Lazarus Lazarus yapma n’olur yapma! Evet Lazarus, bir hamle ki, bu son hamlen senin; tekrar yaşama dönebilirmiyim diye, çırpınman nafile! Aşina olduğun, sadece ahlaksızlığına dair küçük devinimlerdir! Diyelim ki, oldu. Ayaklandın ve yürüdün. Yalnız başına adım atamayacağını bilirim ben. Bilirim ki elinden tutan, yol gösteren, ayakta durmanı sağlayan biri mutlaka, ama mutlaka olmalıdır. Ama sen ölüsün Maria Madem sen ölüsün, ölüler kana doymaz. Sen de doymazsin bilirim Bir vampir gibi kanını em ağına düşürdüklerinin! İliklerine kadar sömür herkesin! Olur da sırt çevirir, olur da bir gün, bir devinim sonrası, "Lazarus sendromu" reenkarnasyonla döndüm dersin! Dert etme! Nasılsa midesi geniş Osi’nin. Katlanır kevaşeliğine senin. Sen reenkarnasyonla diri, Osi, Lazarus refleksiyle çırpınan bir ölü! Yanlış anlama da, tepeden tırnağa kapalıydın. Şaire inat açılıp saçıldın. Doğruyu söyle; din mi değiştirdin? Söyle nedir bu halin? Efkan ÖTGÜN |