MÜBRE’M
Yokluğunun ayazı vurdukça gözlerimin pervazına..
Bir serçe misali titreyen bedenim esir düşüyor zamanın koynuna, çırpındıkça hasretleniyor.. Kelimelerim buğulanıyor, için için kanıyor dudaklarım.. Kışlar başlıyor sancılı yüreğimde.. Gözlerim, saklı düşlerin kahreden vebal sancısına çivileniyor... Ellerinde bıraktığım avuç sıcaklığı karışıyor aynanın pus tutmuş buğusuna.. Rüşdünü ispatlamamış yaprak dökümlü sevdanın eşiğinde aklar çiseliyor saçlarıma Göz pınarlarımda bitmiyor kirpiklerin ahraz nöbeti.. Yürek sancılı.. Yürek Dilruba.. Yürek mal-i hülya.. Suskun çığlıklarımın eşiğinde felaketim oluyor bu zamansız direniş.. Evvel zaman içinde kalan mübrem sızılarım, Yeis günlerini getiriyor akşamın kızılında.. Gözlerinin okyanus derinliğinde kaybolmak adına.. Merhametinle sarsan muzdarip kalmış mecruh yüreğimi.. Dar ağacında kalmış iken tüm hislerim,filiz verip çiçeklense yeniden.. Yağmur sonrası toprak kokusu gibi Burum buram biz koksa tüm evren.. Ah sevgili.. Ah hüzn-ü baranım.. Yüreğime dokunan yağmur tanem.. Bir kuş misali girebilsem,konabilsem ahuzar kalmış mabedine.. Karanlıkta kalmış en derin yerinde ufalansa,mütemadiyen zayi olsa vakur kalmış yanlarım.. Sükunete bürünsek bir lahzalığına.. Gözlerimizden dökülen özlemler tekerrür etse yeniden.. Huma kuşlarının ötüşleri yankılansa kamerin ışıldayan yüzünde.. Serenatı senden.. Senfonisi benden.. Ah sevgili.. Aşk-ı feverân’ım.. Yokluğuna atılan kördüğümler gün geçtikçe keskinleşiyor… Bil istiyorum… Sadece bil… Elif USTA @1elif.miktari.siir___ |
İçten tebriğimle şair