DUDAKLARIN DÜŞLERİMİN BAŞKENTİBir köşe başında karşılaştık ellerimizde kitaplarımız vardı kitapların içinde şiirler şiirlerin içinde hüzün hüznün içinde kalplerimiz vardı. Yitik bir duygunun peşine düşmüş birer tacirdik . Aşkın bağrında batık birer eski zaman . Çakıl taşlarının arasında boy vermiş mercan düşlerimizle direniyorduk hissini anlamsızlıklar mezarlığına gömenlere inat. Ardımızda bağnazlık abideleri koynumuzda maviye sevdalı beyaz güvercinler bir de aşk... Limanlar geçiyordu aşkın bağrında . Birazdan kalkacak son gemi diye b’ağırdı aşk . Son yolcularıydık ağır yüklü aşkın . Dudakların düşlerimin başkenti . Zamanı kazdıkça içinde bulduğum bir tohumdun . Önce sevgin düştü toprağıma . Savrulmuşlugum gelip diz çökmüş . Fildişi kulesinde bilenmiş gece karası fukaralığımı olmayan altın kasedeki sunuşudur tanrıya . Tanrı tanımaz bir öfkenin pençesinde Peru’da şelale yüzlü çocuklar ülkemde ya vurdumduymaz ya karnı doymaz... |
Bütün şiirlerin icinde, herhangi bir dizede ortaya çıkıyor illaki.
Dünya hüzünsüz kalmıyor hiç
aşksız da kalmasın.
Bu güzel dizeleri yazan yüreği kutluyorum.
Sevgiyle...