Özür dilerim
Hatırlıyorum
kadife çiçeğinin kokusu ciğerlerime ulaşıyor sapsarı güneşi içiyor katmer katmer açıyor papatya narin parmaklarını göğe uzatıyor polenini koklayan arı kendinden geçiyor uzanıyorum aralarına bir de bakmışım ki ne göreyim gelincikler papatyalarla kol kola girmiş sümbülün kokusu şu an iliklerimde leylağın doğal parfümü tütüyor ellerimde hepsinin kokusunu ayrı ayrı alıyorum görmeden dokunmadan yalnızca düşününce çiçekler kardeşlerim benim çocukluğum kadar uzaktalar belki de ellerim çiçek kokuyor kalbime gülün dikeni batıyor bülbül yok olan bahçelerde sabahlara dek şakıyor ben bir hayaletim görünmez olmuşum bütün kokulu çiçekleri öpüyor görünmez dudaklarım işte salatalık çiçeği beyaz temiz, hanımeli beyaz zambak nergis karanfilin kokusuyla mest oluyorum aslanağzının kokusunu da alıyorum ballıbabayı emip balından tadıyorum görünmezim ya nasılsa hopluyorum pembe güllerin arasına doya doya kokluyorum kana kana okşuyorum görünmeyen ellerim güllere boyanıyor baştan başa bedenim çiçek gölüne dalıyor kokular cennetten süzülüp geliyorlar meyve ağaçlarının çiçekleri ılık rüzgarla titreşiyorlar ve çayır çimen yemyeşil otların kokusu yağmurun ardından içimi kaplıyor toprağın tatlı kokusu zamandan mekandan bağımsız bir yerdeyim herkesten uzak ama aynı zamanda herkesleyim sözsüz iletişim kurabiliyorum gözsüz görebiliyorum çiçeklere bulanmış hayali bedenim unutulan unutturulan kokuları çalınan para için satılan çelenklere takılan, koparılıp atılan bütün çiçek kardeşlerim, sizi kurtaramadığım için ne olur beni affedin tüm insanlık adına hepinizden özür dilerim... Gülhan Çeliktaş |