Uykularım acıyor
Eriyor rüyalarım, ruhumun avuçlarında.
Ruhum, yanıyor ruhunun sonsuzluğunda. Ağlasam, bağırsam sesim kısılır, ne kötü sevgilerle yıkıldık. Bu yağmurlar, bu güzel havalar, hepsi mavi göğün suçu. Takılı kaldı gözlerim, senden sonra nokta nokta sonlara, sonsuzluğu anlatanlarla düştüm, cehennemin derin çukuruna. Yanıyorduk, kül kül aşk dökülüyorken, şahit oluyordum tüm günahlarına. Oturup kahretsem sensiz günahlarıma, yinede sevemez beni bir sevap iyiliğinde, Pişmanlık, ak saçlarından dökülür yüzüne zamandan, zamana nasıl anlatacağım seni, ben ölmeyi her nefeste düşünürken, her nefesimden sen çıkıp geldin. Yürüdün, yürüdün, sen yürüdükçe sokaklar kısaldı. Ömür kısaldı, asırlar kısaldı. Yıllar sana aşıkken, varlığın bana düşman bile değil. Omuzlarımda dağları taşıdımda, seni bulamadım tılsımlı kelimelerimde. Sen, geceme yarım düşen aysın, gece, yarım olan her şeyi sildi, sen, tatlı hayallerin sırrı. Hayaller, çamura bulanırken, izi sende mi bende mi kalır, sen, söylediğin güzel sözlerle unutuldun. Güzel sözlerin hepsi yalandı, Doğru olan her şey seni terkedip giderken, sen doğrulara kanmayacak kadar yaralısın. Her limanda bir sevgiliyle buluştum. Gelmeyen gemileri bekledik kısacık ömrümüzde, Sonrası yine sensizlik, sensizliği seven sensin, sensizliği ben iyi bilirim, benim sensizliğimin, mutlu gülüşlerinde uyanmayı seven sensin. Rüyalarım eriyor, ruhumun avuçlarında, uykularım acıyor, adının bana düşen yalnızlığında. Enes İLHAN |